He feels this new law will restrict his freedom.
 - Bu yeni kanunun, özgürlüğünü kısıtlayacağını hissediyor.
They decided to abolish the old restriction.
 - Eski kısıtlamayı kaldırmaya karar verdiler.
The police restricted access to the road.
 - Polis yola girişi kısıtladı.
Tom and Mary broke into the restricted section of the library.
 - Tom ve Mary kütüphanenin kısıtlanmış bölümüne girdiler.