kısıtlamalar

listen to the pronunciation of kısıtlamalar
Турецкий язык - Английский Язык
inhibitions
constraints
restrictions

We can lift the restrictions on imports once the joint agreement is signed. - Ortak anlaşma imzalanır imzalanmaz, ithalat üzerindeki kısıtlamaları kaldırabiliriz.

There are tough penalties for motorists who choose to ignore speed restrictions in school zones. - Okul bölgelerinde hız kısıtlamalarını görmezden gelmeyi seçen sürücüler için sert cezalar var.

imposed restrictions
(Nükleer Bilimler) restictions
kısıtlama
{i} restraint

I admire your restraint. - Ben senin kısıtlamana hayranım.

I appreciate your restraint. - Senin kısıtlamanı takdir ediyorum.

kısıtlama
{i} limitation

There are some limitations. - Bazı kısıtlamalar var.

kısıtlama
(Hukuk) restriction

There will be many restrictions. - Birçok kısıtlamalar olacaktır.

There are tough penalties for motorists who choose to ignore speed restrictions in school zones. - Okul bölgelerinde hız kısıtlamalarını görmezden gelmeyi seçen sürücüler için sert cezalar var.

kısıtlama
{i} inhibition

Alcohol lowers inhibitions. - Alkol kısıtlamayı düşürür.

kısıtla
restrict

He feels this new law will restrict his freedom. - Bu yeni kanunun, özgürlüğünü kısıtlayacağını hissediyor.

They decided to abolish the old restriction. - Eski kısıtlamayı kaldırmaya karar verdiler.

kısıtlama
(Biyokimya) limit

There are some limitations. - Bazı kısıtlamalar var.

kısıtlama
(Dilbilim) stricture
kısıtlama
squeeze
kısıtlama
(İnşaat) confinement
kısıtla
{f} restricted

Tom and Mary broke into the restricted section of the library. - Tom ve Mary kütüphanenin kısıtlanmış bölümüne girdiler.

The police restricted access to the road. - Polis yola girişi kısıtladı.

kısıtla
{f} restricting
kısıtlama
constraint
kısıtlama
crackdown
kısıtlama
constrain
kısıtla
constraints
kısıtlama
straitjacket
kısıtlama
restraining

Sami was granted a one-year restraining order. - Sami'ye bir yıl kısıtlama emri verildi.

ithal kısıtlamalar
(Ticaret) import restrictions
kısıtlama
putting (an incompetent person) under the care of a guardian
kısıtlama
constraint, crackdown
kısıtlama
constriction
kısıtlama
qualification
tarife dışı kısıtlamalar
(Ticaret) non-tariff restrictions
örtülü kısıtlamalar
(Hukuk) disguised restrictions
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kısıtlamalar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

kısıtlama
Kısıtlamak işi, hacir
kısıtlama
Kısıtlamak işi, kısıt
kısıtlamalar
Избранное