kürekli

listen to the pronunciation of kürekli
Турецкий язык - Английский Язык
oared
having a shovel
kürek
shovel

The worker is carrying sand with a shovel. - İşçi, kürekle kum taşıyor.

They were clearing the snow from the sidewalk with a shovel. - Onlar kürekle kaldırımdan karı temizliyorlardı.

kürekli kano
rowing boat
kürekli yükleyici
shovel loader
kürek
oar

The rower blames his oar. - Kürekçi küreğini suçluyor.

All boats are equipped with oar. - Tüm tekneler kürek ile donatılmıştır.

kürek
scoop
kürek
hawk
kürek
plow
kürek
(Gıda) shoulder
kürek
oars

Fish use their fins as oars. - Balıklar kürek olarak yüzgeçlerini kullanırlar.

kürek
paddled
boyna kürekli bot
sculler
boyna kürekli bot
scull
dört kürekli filika
coxed four
dört kürekli filika dümencisi
coxed four
dört kürekli tekne
four oar
düzleme kürekli makine
skimmer
kürek
shovel; oar, paddle; (fırıncı) baker's peel
kürek
hard labor
kürek
spade
kürek
scull
kürek
oar; paddle
on kürekli kadırga
quinquereme
çift kürekli tekne
pair oar
çifte kürekli
pair oar
üst üste üç sıra kürekli kadırga
trireme
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение kürekli в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Kürek
lapatka
Kürek
iftar
Kürek
(Osmanlı Dönemi) MİRFEŞE
kürek
Küçük deniz teknelerini yürütmeye yarayan, bir ucu yassı, uzun ağaç
kürek
Toprak, kömür gibi şeyleri bir yerden bir yere alıp atmaya, taşımaya yarayan ve yayvan bir bölümü, buna bağlı uzun bir sapı bulunan araç
kürek
Toprak, kömür gibi şeyleri bir yerden bir yere alıp atmaya, taşımaya yarayan ve yayvan bir bölümü, buna bağlı uzun bir sapı bulunan araç: "Ölünün cesedi üstüne atılan birkaç kürek toprak gibi, hatırası üzerine kapanan birkaç satır yazı!"- A. Ş. Hisar
kürek
Kürek cezası
kürekli
Избранное