köre

listen to the pronunciation of köre
Турецкий язык - Английский Язык

Определение köre в Турецкий язык Английский Язык словарь

kör
blind

Her right eye is blind. - Onun sağ gözü kördür.

Even a blind squirrel finds an acorn sometimes. - Kör bir sincap bile bazen bir meşe palamudu bulur.

kör
dull

Television can dull our creative power. - Televizyon yaratıcı gücümüzü köreltebilir.

This knife is so dull that it can't cut. - Bu bıçak o kadar kör ki kesemez.

kör
dead
kör
blank
kör
sightless
kör
eyeless
kör
blind person
Kör
unblind
kör
(bıçak) blunt
Kör
(Tıp) amaurotic
kör
stone-blind
kör
mole eyed
kör
blind as a bat

He's as blind as a bat. - O, bir yarasa kadar kör.

Tom is as blind as a bat. - Tom bir yarasa kadar kör.

kör
blind; (bıçak, vb.) blunt, dull; (kuyu) dry
kör
blunt

My sword may be blunt, but that's more than enough for someone like you. - Kılıcım kör olabilir ama o senin gibi biri için fazlasıyla yeterli.

The knife was so blunt that I could not cut the meat with it and I resorted to my pocket knife. - Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve çakıma başvurdum.

kör
unsighted
kör
blind, dead-end
kör
(in expressions) bad, evil; unlucky
kör
(kuyu) disused
kör
obtuse
kör
dim (light)
kör
unseeing
kör
dull, not sharp
kör
not sharp
kör
blind, unaware of what's happening
kör
stone blind
kör
(Anatomi) coecus
Турецкий язык - Турецкий язык
Demirci körüğünün, kömürlerin yandığı bölüme açılan deliği
Karınca yuvası
kör
Az aydınlık veren
kör
Bu kelime bazı deyimlerde kötüleyici bir sıfat gibi kullanılır
kör
Görme engelli
kör
Duyarlığını yitirmiş: "Muhitimiz bize karşı her an kör, sağır ve şuursuzdur."- A. Ş. Hisar
kör
Bu kelime bazı deyimlerde kötüleyici bir sıfat gibi kullanılır: "Vakıa bu kör siyaset yüzünden Türklük Rumeli'den çıktı."- Y. K. Beyatlı
kör
Az aydınlık veren: "Sahanlığın üstünde bir kör kandil yanıyordu."- H. R. Gürpınar
kör
Duyarlığını yitirmiş
kör
Arkası tıkalı olan veya işlek olmayan
kör
Olguları sezme ve kavrama yetisi, dikkati olmayan
kör
Keskinliği yeterli olmayan
kör
Görme engelli: "Körü körüne duygululuk sanatçıyı da, körün değneğiyle yolunu araması gibi zavallı duruma düşürür."- N. Cumalı
köre

    Расстановка переносов

    kö·re

    Этимология

    () Ancient Greek κόρη (a girl, maiden)
Избранное