indeed!, in truth!; a term of asseveration

listen to the pronunciation of indeed!, in truth!; a term of asseveration
Английский Язык - Турецкий язык

Определение indeed!, in truth!; a term of asseveration в Английский Язык Турецкий язык словарь

marry
{f} evlenmek

Ben, şimdi benimle evlenmek istediğini biliyorum, ama siz daha sonra ikinci düşüncelere sahip olacağınızı düşünmüyor musunuz? - I know you want to marry me now, but don't you think you'll have second thoughts afterward?

Onunla evlenmek niyetindeydi. - He intended to marry her.

marry
baş göz etmek
marry
(ile) evlenmek
marry
başını bağlamak
marry
ile evlenmek

Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı. - It was clear that Hanako did not wish to marry Taro.

Tom Mary ile evlenmek istemiyordu. - Tom didn't want to marry Mary.

marry
izdivaç etmek
marry
evlen

Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen. - You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without.

Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek. - According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring.

marry
Ya! Acayip! Aman Allahım
marry
{f} birleşmek; birleştirmek
marry
{f} evermek
marry
nikah kıymak
marry
birleşmek
marry
ya
marry
allahım
marry
{f} evlendirmek

Kızını bir doktorla evlendirmek istiyor. - She wants to marry her daughter to a doctor.

Kızını benim gibi bir adamla evlendirmek ister misin? - Would you want your daughter to marry a guy like me?

marry
marry evlendir/evlen
Английский Язык - Английский Язык
marry

I have chequed him for it, and the young lion repents; marry, not in ashes and sackcloth, but in new silk and old sack.

indeed!, in truth!; a term of asseveration

    Расстановка переносов

    indeed!, in truth!; a term of as·sev·e·ra·tion

    Произношение

Избранное