in conclusion; finally

listen to the pronunciation of in conclusion; finally
Английский Язык - Турецкий язык
Sonuç olarak; nihayet
last
son

Devenin belini kıran son saman çöpü. - The last straw breaks the camel's back.

Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03 - Date of last revision of this page: 2010-11-03

last
{f} sürmek

Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi. - Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.

last
{s} geçen

Bu, bizim geçen sene kaldığımız oteldir. - This is the hotel where we stayed last year.

Onun geçen aydan beri hasta olduğunu duydum. - I hear he has been ill since last month.

last
{f} dayanmak
last
bitmemek
last
son olarak

Onu son olarak ne zaman gördün? - When did you see her last?

Tom son olarak vardı. - Tom was the very last to arrive.

last
herkesten sonra
last
en son

Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler. - The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.

Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim. - The last time I went to China, I visited Shanghai.

last
herşeyden sonra
last
{f} sür

Yağmur bir hafta sürdü. - The rain lasted a week.

Yağmur beş gün sürdü. - The rain lasted five days.

last
{i} ölüm

Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer. - Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.

Dün gece babam huzurlu bir ölümle öldü. - My father died a peaceful death last night.

last
en sonra
last
{i} kundura kalıbı
last
sonuncu olarak
last
(zarf) son, sonunda, sonuç olarak, son kez, son olarak
last
en nihayet
last
gayet
last
son kez

O, son kez yaptığından daha iyi yaptı. - He has done better than last time.

Son kez bir ağaca ne zaman tırmandığımı hatırlamıyorum. - I don't remember the last time I climbed a tree.

last
son mudafaa
Английский Язык - Английский Язык
last
in conclusion; finally
Избранное