i̇cad

listen to the pronunciation of i̇cad
Английский Язык - Турецкий язык

Определение i̇cad в Английский Язык Турецкий язык словарь

ICAD
(Askeri) bireysel ilgi ve yetersizlik (individual concern and deficiency)
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Vücuda getirmek. Yeniden bir şey meydana getirmek. Yoktan var etmek. (Bak: İbda')(şu zamanda çok ileri giden feylesoflar diyorlar ki: "Hiçten, hiçbirşey icad edilmiyor ve hiçbirşey idam edilmiyor; yalnız bir terkip bir tahlildir ki, Kâinat fabrikasını işlettiriyor."Elcevap : Nur-u Kur'an ile mevcudata bakmayan feylesofların en ileri gidenleri bakmışlar ki, tabiat ve esbab vasıtasiyle bu mevcudatın teşekkülât ve vücudlarını -sabıkan isbat ettiğimiz tarzda- imtina derecesinde müşkilâtlı gördüklerinden, iki k
icad
(Osmanlı Dönemi) vücuda getirmek, yoktan yaratmak
Курдский Язык - Английский Язык

Определение i̇cad в Курдский Язык Английский Язык словарь

îcad
invention
Турецкий язык - Английский Язык

Определение i̇cad в Турецкий язык Английский Язык словарь

icad
invent

Horses used to pull road-rollers, but the steamroller arrived with the invention of the steam engine. - Atlar yol-silindirlerini çekerdi fakat buhar motorunun icadıyla buhar silindirleri geldi.

Language, as we know it, is a human invention. - Bildiğimiz anlamda dil, bir insan icadıdır.