Sex change operations are now tax-deductible.
- Cinsiyet değiştirme işlemleri artık vergiden düşülebilir.
VISUACT supports flexibly the varied environments and needs of our customers and offers a variety of operational procedures.
- VISUACT çeşitli ortamları ve müşterilerimizin ihtiyaçlarını esnek şekilde destekler ve operasyonel işlemleri sunar.
We don't have time to process all this data.
- Tüm bu verileri işlemek için zamanımız yok.
This transaction was carried out in yen, rather than US dollars.
- İşlem ABD dolarından daha ziyade yenle gerçekleştirilmiştir.
I have to close this transaction within a week.
- Bir hafta içinde bu işlemi kapatmak zorundayım.
He had to commit crime because he was starving.
- O açlıktan öldüğü için suç işlemek zorunda kaldı.
You had just enough time to drive to Boston and commit the murder.
- Araçla Boston'a gitmek ve cinayeti işlemek için yeterli zamanın vardı.
This computer has a Pentium processor.
- Bu bilgisayarın bir Pentium işlemcisi var.
What I want is a word processor.
- İstediğim bir kelime işlemcisidir.
Two more food processing plants closed down this month.
- Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.
I think it won't work.
- İşlemeyeceğini düşünüyorum.
Hah, your 'forbidden magics' aren't going to work with me!
- Hah, senin 'yasak büyüler'in bana karşı işlemeyecek!
This is the regular procedure.
- Bu normal bir işlemdir.
This is an illegal procedure.
- Bu yasal olmayan bir işlemdir.
We carry out treatments like whitening. We also do tobacco stain removal and other cleaning procedures.
- Biz beyazlatma gibi işlemleri yaparız. Ayrıca tütün lekesi çıkarırız ve diğer temizleme işlemlerini yaparız.
We don't have time to process all this data.
- Tüm bu verileri işlemek için zamanımız yok.
I want to get that process going.
- O işleme başlamak istiyorum.
bu evrak işleme alındı.
The customer is responsible for bank transfer processing fees. We thank you for your understanding.
- Müşteri banka havalesi işlem ücretlerinden sorumludur. Anlayışınız için size teşekkür ederiz.
Two more food processing plants closed down this month.
- Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.
Layla launched a legal action to gain custody of her three children.
- Leyla, üç çocuğunun velayetini almak için yasal işlem başlattı.
No formal action was taken.
- Resmi bir işlem yapılmadı.
Tom wore a Christmas sweater embroidered with reindeer.
- Tom ren geyiği ile işlemeli bir Noel kazağı giydi.
I intend to hammer this idea into the student's heads.
- Ben bu fikri öğrencilerin kafalarına işlemek niyetindeyim.
İşleyen demir paslanmaz.
- İşlemeyen demir pas tutar.