Modern computers carry out ten to the ninth power (10^9) operations per second.
- Modern bilgisayarlar saniyede on üzeri dokuz (10^9) işlem yapıyor.
I have a few questions about Tom's operation.
- Tom'un işlemi hakkında birkaç sorum var.
We don't have time to process all this data.
- Tüm bu verileri işlemek için zamanımız yok.
I have to close this transaction within a week.
- Bir hafta içinde bu işlemi kapatmak zorundayım.
This transaction was carried out in yen, rather than US dollars.
- İşlem ABD dolarından daha ziyade yenle gerçekleştirilmiştir.
Layla was charged with conspiracy to commit murder.
- Leyla cinayet işlemek için komplo kurmakla suçlanıyordu.
Dan was accused of committing a murder.
- Dan bir cinayet işlemekle suçlandı.
What I want is a word processor.
- İstediğim bir kelime işlemcisidir.
This computer has a Pentium processor.
- Bu bilgisayarın bir Pentium işlemcisi var.
Two more food processing plants closed down this month.
- Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.
Nothing worked for very long.
- Hiçbir şey çok uzun süre işlemedi.
Hah, your 'forbidden magics' aren't going to work with me!
- Hah, senin 'yasak büyüler'in bana karşı işlemeyecek!
A tonsillectomy is a very simple procedure.
- Bir bademcik ameliyatı çok basit bir işlemdir.
This is the regular procedure.
- Bu normal bir işlemdir.
We carry out treatments like whitening. We also do tobacco stain removal and other cleaning procedures.
- Biz beyazlatma gibi işlemleri yaparız. Ayrıca tütün lekesi çıkarırız ve diğer temizleme işlemlerini yaparız.
I want to get that process going.
- O işleme başlamak istiyorum.
Two more food processing plants closed down this month.
- Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.
bu evrak işleme alındı.
Two more food processing plants closed down this month.
- Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.
The customer is responsible for bank transfer processing fees. We thank you for your understanding.
- Müşteri banka havalesi işlem ücretlerinden sorumludur. Anlayışınız için size teşekkür ederiz.
Layla launched a legal action to gain custody of her three children.
- Leyla, üç çocuğunun velayetini almak için yasal işlem başlattı.
No further action will be taken.
- Başka bir işlem yapılmayacaktır.
Tom wore a Christmas sweater embroidered with reindeer.
- Tom ren geyiği ile işlemeli bir Noel kazağı giydi.
I intend to hammer this idea into the student's heads.
- Ben bu fikri öğrencilerin kafalarına işlemek niyetindeyim.
İşleyen demir paslanmaz.
- İşlemeyen demir pas tutar.