hoşnutsuzluk

listen to the pronunciation of hoşnutsuzluk
Турецкий язык - Английский Язык
dissatisfaction
discontent

Better to give up possessions than to live in discontent with others. - Başkaları ile hoşnutsuzluk içinde yaşamaktansa dünya malından vazgeçmek daha iyi.

displeasure

A midnight telephone call gives us both shock and displeasure. - Bir gece yarısı telefon konuşması bize hem şok hem de hoşnutsuzluk verir.

A frown may express anger or displeasure. - Kaş çatma öfke ya da hoşnutsuzluk ifade edebilir.

ill feeling
disaffection
blahs
aversion
discontentment
dissatisfaction, displeasure, discontent, discontentment
dislike
jaundice
infelicity
discontentedness
disapprobation
distaste
disfavour
disapproval
hoşnutsuzluk belirten bakış
frown
hoşnutsuzluk getirmek
to indicate that one is not pleased with
hoşnutsuzluk yaratmak
incur displeasure
Турецкий язык - Турецкий язык
Hoşnut olmama durumu
Hoşnut olmama durumu: "Ara sıra oturduğu yerde, Meclisin neşesine biraz aykırı kaçan hoşnutsuzluk sesleri çıkarır."- R. N. Güntekin
sızıltı
hoşnutsuzluk
Избранное