hav'eb

listen to the pronunciation of hav'eb
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Geniş dere
(Osmanlı Dönemi) Çeşme
(Osmanlı Dönemi) Pek büyük kova
(Osmanlı Dönemi) Basra yakınında bir mevkinin adı
HAV
(Osmanlı Dönemi) Şeftâli gibi bazı meyvelerin üzerlerinde bulunan ince tüy
HAV
(Osmanlı Dönemi) Çuha ve buna benzer kumaşların ters yüzlerinde bulunan tüy
hav
Kadife, çuha, yün gibi kumaşların yüzeyindeki ince tüy
hav
Kadifenin ince tüyü,kumaş tüyü
hav
Kumaş yüzeyindeki tüycükler ve bunların uçuntuları
hav
Yere serili halı, kilim vb. yaygıların üzerinde oluşan, uçuşabilen toz kümecikleri
hav
Kadife, çuha, yün vb.nin yüzeyindeki ince tüy
hav
Keçenin pişirilmesi sırasında ortaya çıkan değersiz yün parçaları
Английский Язык - Английский Язык

Определение hav'eb в Английский Язык Английский Язык словарь

HAV
hepatitis A virus
Турецкий язык - Английский Язык

Определение hav'eb в Турецкий язык Английский Язык словарь

hav
nap, pile, down, fuzz
hav
nap
hav
floss
hav
fuzz
hav
down

The car broke down on the way to the airport. - Araba havalimanına giderken bozuldu.

It grew cold as the sun went down. - Güneş battığında hava soğudu.

hav
nap, pile (of cloth)
hav
pile
hav döküntüsü
fluff
hav hav
Bow-wow!/Woof woof!
hav hav
bow-wow
üzerinde hav oluşmak
To pile on the form
uzun hav
high pile