Hazırlanmak zorundayım.
- I've got to get ready.
Tom iş için hazırlanmak zorunda.
- Tom has to get ready for work.
Abraham'ın sabahları hazırlanmasının ne kadar zaman aldığına şaşırırdın.
- You'd be amazed how long it takes Tom to get ready in the morning.
Yolculuk için derhal hazırlan.
- Get ready for the trip at once.