She put her hands over her ears to shut out the noise.
- O, gürültünün girmesini engellemek için ellerini onun kulağının üzerine koydu.
I didn't hear you come in.
- İçeri girdiğini duymadım.
Please make an appointment to come in and discuss this further.
- İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.
He got into this school in September last year.
- Geçen yıl eylül ayında bu okula girdi.
I can't believe that you actually got into Harvard.
- Harvard'a gerçekten girdiğine inanamıyorum.
Tom tried to get into the locked room.
- Tom kilitli odaya girmeye çalıştı.
It's possible that Tom will get into Harvard.
- Tom'un Harvard'a girmesi mümkündür.
For our children to be safe, please do not enter adult sites.
- Çocuklarımızın güvenliği için, lütfen yetişkin sitelerine girmeyin.
This ticket allows two people to enter.
- Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır.
I saw Jane go into her classroom with a smile.
- Jane'nin tebessümle sınıfana girdiğini gördüm.
Tom wanted to go into politics.
- Tom siyasete girmek istedi.