Şirketin tepesine gelmek için, onun sıkı çalıştığını herkes biliyor.
 - Everyone knows that he worked hard to get to the top of the company.
Bill ve John konuşmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
 - Bill and John like to get together once a month to talk.
Fort Sumter'a yemek götürmek zor olacak.
 - Getting food to Fort Sumter would be a very difficult job.
Çok azla yemek yersen şişmanlarsın.
 - If you eat too much, you will get fat.
JR istasyonuna yürüyerek ulaşmak kaç dakika sürer?
 - How many minutes does it take to get to the JR station on foot?
Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı.
 - Tom climbed up a ladder to get to the roof.
Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.
 - Tom opened the trunk to get the spare tire.
Tom'u buradan çıkarmak zorundayız.
 - We have to get Tom out of here.
Hava kararmadan otele varmak istiyorum.
 - I want to reach the hotel before it gets dark.
Ofisime varmak yaklaşık on beş dakika alır.
 - It takes about 15 minutes to get to my office.
Annem akşam yemeğini hazırlamakla meşguldü.
 - Mother was busy getting ready for dinner.
Bayan West kahvaltı hazırlamakla meşgul.
 - Mrs. West is busy getting breakfast ready.
Bazı insanlar iş bulmak için sahte isimler kullanmak zorunda kaldı.
 - Some people had to use false names to get work.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
 - You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Şimdi sakıncası yoksa başlamak istiyorum.
 - Now if you don't mind, I'd like to get started.
Erken başlamak istiyorum.
 - I'd like to get an early start.