gelişmemek

listen to the pronunciation of gelişmemek
Турецкий язык - Английский Язык
(neg. form of gelişmek ) not to develop
geliş
coming

I'm looking forward to your coming to Japan. - Japonya'ya gelişini dört gözle bekliyorum.

I saw him coming upstairs. - Onu üst kata gelişini gördüm.

geliş
arrival

Keiko informed him of her safe arrival. - Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.

Ken is waiting for the arrival of the train. - Ken trenin gelişini bekliyor.

geliş
arrivals
geliş
incidence
geliş
{f} brew
geliş
{f} growing

Trade between the two countries has been steadily growing. - İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.

geliş
{f} prospering
geliş
build up

I want to build up my vocabulary. - Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.

Reading helps you build up your vocabulary. - Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.

geliş
{f} flourish

The fine arts flourished in Italy in the 15th century. - Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.

Civilization has flourished for hundreds of years in this hidden land. - Medeniyet bu gizli topraklarda yüzlerce yıldır gelişti.

geliş
grew
geliş
advent

The story revolves around a mysterious adventure. - Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.

The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker. - Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.

geliş
prosper
geliş
arrest
Gelişmeme
Undevelopment
geliş
build#up
geliş
comings
geliş
coming, advent, arrival
geliş
med. presentation (at birth)
geliş
coming, arriving, arrival; advent
geliş
incoming
geliş
forthcoming
gelişmeme
underdevelopment
hiç gelişmemek
stagnate
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение gelişmemek в Турецкий язык Турецкий язык словарь

geliş
Gelme işi veya biçimi: "Keklik gibi taştan taşa sekerek / Gerdan açıp gelişini sevdiğim."- Ruhsatî
geliş
Gelme işi veya biçimi