gefallen?

listen to the pronunciation of gefallen?
Немецкий Язык - Турецкий язык
hoşuna gitmek
hoşafına gitmek
ele geçirilmiş
düşmüş
beğendi

Dün aldığım kitabı çok beğendim. - Mir hat das Buch, das ich gestern gekauft habe, sehr gefallen.

r. gıfalın 1. hatır; zevk, haz 2. hoşuna gitmek
{gı'felih} güzel, hoş, zarif; yardıma hazır, yardımsever
170>[der] iyilik, lütuf
(1) en {gı'felihkay} e iyilik, lütuf
(Gramer) fallen fällt fiel düşmek
gözde olmak
Английский Язык - Турецкий язык

Определение gefallen? в Английский Язык Турецкий язык словарь

benefit
{f} yararlanmak
benefit
{i} menfaat

Bu senin menfaatin için. - This is for your benefit.

benefit
{i} fayda

Güzel olmanın bir sürü faydası vardır. - There are many benefits to being beautiful.

Yeni yolun tepede yaşayan insanlara faydası olacaktır. - The new road will benefit the people living in the hills.

benefit
{i} yarar

Onun yararına onlara yardımcı olduğu kesindir. - It is certain that he helped them for the benefit of himself.

Bu malzemenin herkes için yararlı olduğunu düşünüyorum. - I think that this material is of benefit to everyone.

benefit
{i} çıkar
benefit
{f} yararı dokunmak
benefit
yararlı olmak
benefit
yardım (parası)
benefit
yararına olmak
benefit
(Ticaret) ek ödemeler
benefit
kâr

Bu planı gerçekleştirmek karşılıklı olarak yararımıza olacaktır. - It will be to our mutual benefit to carry out the plan.

benefit
işsizlik ve sağlık ödeneği
benefit
{f} -in yararına olmak, -e yararlı olmak, -e yararı dokunmak; from -den yararlanmak, -den faydalanmak, -den istifade etmek
benefit
{f} yarar sağla

Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır. - You will benefit by a trip abroad.

Toplum yeni sanayiden yarar sağlayacaktır. - The community will benefit from the new industry.

benefit
{i} yardım toplama faaliyeti
benefit
(Mukavele) fayda, kar, yarar
benefit
menfaat için tertiplenen eğlence veya gösteri
benefit
benefit of clergy eskiden ruhban sınıfına tanınan dokunulmazlık imtiyazı
benefit
{f} faydası olmak
Немецкий Язык - Английский Язык