güreşmek

listen to the pronunciation of güreşmek
Турецкий язык - Английский Язык
to wrestle

Tom said he wanted to wrestle. - Tom güreşmek istediğini söyledi.

wrestle

Tom said he wanted to wrestle. - Tom güreşmek istediğini söyledi.

güreş
wrestle

He does want to be a wrestler, but he is too thin. - O gerçekten bir güreşçi olmak istiyor fakat çok zayıf.

They are Japanese sumo wrestlers. - Onlar Japon sumo güreşçileridir.

güreş
{i} wrestling

John is wrestling with Tom. - John Tom'la güreşiyor.

I like pro wrestling. - Ben profesyonel güreşi seviyorum.

güreş
bout

The wrestler had his right leg broken in a bout. - Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.

güreş
clinch
güreş
wrestle with
alttan güreşmek
to look for a way of winning while pretending to lose
başa güreşmek
to struggle to get the best result
güreşme
wrestling
Турецкий язык - Турецкий язык
Türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirmeye çalışmak
İki kişi türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirmeye çalışmak: "Artık çayırlıklarda soyunup yağlanıp güreşemiyorlardı."- Ö. Seyfettin
Mücadele etmek
(Osmanlı Dönemi) LEBT
yıkışmak
(Osmanlı Dönemi) LEBC
Güreş
aftab
Güreşme
(Osmanlı Dönemi) MURAVAGA
güreş
Belli kurallar içinde, güç kullanarak, iki kişinin türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirmeye çalışması
güreş
Belli kurallar içinde, güç kullanarak iki kişinin türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirmeye çalışması
güreşme
Güreşmek işi
güreşmek
Избранное