göz etmek

listen to the pronunciation of göz etmek
Турецкий язык - Английский Язык
wink at
make eyes at
cock one's eye at
eye to
to wink at, to make eyes at
wink
gözetmek
oversee
gözetmek
protect
gözetmek
tend
gözetmek
supervise
gözetmek
regard
gözetmek
look out for

I have an obligation to look out for Tom's interests. - Tom'un çıkarlarını gözetmek zorundayım.

gözetmek
take care
gözetmek
mind
gözetmek
observe
gözetmek
take care of
gözetmek
pursue
gözetmek
take in hand
gözetmek
look after
göz etme
glad eye
gözetmek
look out

I have an obligation to look out for Tom's interests. - Tom'un çıkarlarını gözetmek zorundayım.

baş göz etmek
to marry (off), to give in marriage
göz ardı etmek
blink
göz ardı etmek
to undervalue, pay insufficient attention to
göz ardı etmek
to rule sb/sth out
göz ardı etmek
reckon without
göz etme
wink
gözetmek
guard
gözetmek
to look after, take care of; to guard, protect
gözetmek
cock one's eye at
gözetmek
to keep in mind, bear in mind, consider, take into consideration
gözetmek
to watch for, look out for, be on the lookout for, be on the alert for
gözetmek
study
gözetmek
to observe, regard (a law, rule, or regulation)
gözetmek
to look after, to take care (of), to mind; to guard, to protect; to regard, to pay regard (to); to observe
gözetmek
make eyes
gözetmek
wink
gözetmek
watch
kaş göz etmek
to wink, to make signs with eye and brow
kaş göz etmek
to wink (at); to signal (to someone) with one's eyes and eyebrows
Английский Язык - Английский Язык
(deyim) give someone the eye
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение göz etmek в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Gözetmek
(Osmanlı Dönemi) REKABET
Gözetmek
kovmak
gözetmek
Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak
gözetmek
Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek. Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak
gözetmek
Kollamak, beklemek
gözetmek
Kayırmak
gözetmek
Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve etkenleri dikkate almak
gözetmek
Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek
göz etmek
Избранное