gönüllülük

listen to the pronunciation of gönüllülük
Турецкий язык - Английский Язык
willingness
volunteering

Thanks for volunteering. - Gönüllülük için teşekkürler.

Experience in volunteering can make you more employable. - Gönüllülük deneyimi, sizi daha fazla istihdam edilebilir kılabilir.

willingness, readiness
voluntariness
readiness
ready
voluntarism
willing
gönüllü
voluntary

That organization depends on voluntary contributions. - Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.

ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency. - ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.

gönüllü
volunteer

She devoted herself to the volunteer activity. - O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.

Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books. - Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.

gönüllü
willing

Tom is willing to try anything. - Tom bir şey denemek için gönüllü.

The coalition of the willing. - Gönüllüler koalisyonu.

gönüllü
voluntarily

Are you here voluntarily? - Gönüllü olarak mı buradasın?

He voluntarily helped his mum clean. - O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.

gönüllü
disposed
gönüllü
free will
gönüllü
freewill
gönüllü
of one's own accord
gönüllü
willful
gönüllü
prepared
gönüllü
ready
gönüllü
to volunteer
gönüllü
lover
gönüllü
willing, ready; voluntary; volunteer; lover; of one's own accord, voluntarily
yüce gönüllülük
magnanimity
Турецкий язык - Турецкий язык
Gönüllü olma durumu
alçak gönüllülük
Alçak gönüllü olma durumu
gönüllü
Seven kimse veya sevgili
gönüllü
Çok istekli
gönüllü
Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen
gönüllü
Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen: "Yabancı dil bildiği için de, Kore'ye gönüllü olarak göndermeye kalkmışlardı."- Ç. Altan. Çok istekli: "Henüz nizamiye ve gönüllü taburların neferleri dağılmamıştı."- Ö. Seyfettin