Турецкий язык - Английский Язык
Определение fransızlar в Турецкий язык Английский Язык словарь
- the French, French people
- French
The British defeated the French.
-İngilizler Fransızları yendi.
Mathematicians have this in common with the French: whatever you're trying to say to them, they take it and translate it in their own way and turn it around into something completely different.
-Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler.
- {ç} the French
- fransız
- French
John can't speak French well.
-John, Fransızcayı iyi konuşamıyor.
French is their mother tongue.
-Onların ana dili Fransızca.
- fransız
- Franco
Are there francophones in Canada?
-Kanada'da Fransızca konuşan kimseler var mı?
Tom is a Francophile.
-Tom bir Fransız hayranı.
- fransız
- of or pertaining to France or its inhabitants; of French origin
- Fransız
- French person; Frenchman; Frenchwoman
- fransız
- Gaul
- fransız
- Gallic
- Fransız
- Frenchman; French
- Fransız
- French, of France or its people or language
- Fransız
- frenchman
- fransız
- the french
- Fransız
- froggy
Связанные Термины
Турецкий язык - Турецкий язык
Определение fransızlar в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- fransız
- Fransız halkına özgü olan, Fransa ile ilgili olan
- fransız
- Fransa'da yaşayan bir halk ve bu halkın soyundan olan kimse
Связанные Термины
fransızlar
Расстановка переносов
fran·sız·larResimler
История
Избранное