fortbestehend

listen to the pronunciation of fortbestehend
Английский Язык - Турецкий язык

Определение fortbestehend в Английский Язык Турецкий язык словарь

enduring
dayanıklı
continuing
(Bilgisayar) içeren
enduring
mukavim
enduring
çileli
continuing
{f} devam et

Bu konuşmaya devam etmenin amacı olmadığını anlıyorum. - I see no point in continuing this conversation.

Hikayeye devam etmeden önce Tom bir an durdu. - Tom paused for a moment before continuing with the story.

continuing
müdevver
enduring
{f} dayan

Acıya dayanmanın birçok çeşit yolu var. - There are various ways of enduring the pain.

enduring
tahammüllü
continuing
(sıfat) devam eden
continuing
{s} devam eden
enduring
{s} sabırlı
enduring
kalıcı
enduring
{s} baki
enduring
kal/katlan
enduring
(sıfat) sürekli, uzun süren, sabırlı, dayanıklı, baki
enduring
{s} uzun süren
enduring
ebedi
Немецкий Язык - Английский Язык
remaining in existence
enduring
remaining
persisting
being still in existence
continuing
continuing to exist
still existing
lingering
lasting