firmly fixed or concentrated on something

listen to the pronunciation of firmly fixed or concentrated on something
Английский Язык - Турецкий язык

Определение firmly fixed or concentrated on something в Английский Язык Турецкий язык словарь

intent
niyet

O, otuzlu yaşlara kadar bir bebek sahibi olma niyetinin olmadığını söylüyor. - She says she has no intention of having a baby until she's in her thirties.

Benim niyetim size herhangi bir şekilde zarar vermek değildir. - It is not my intent to hurt you in any way.

intent
{i} amaç

Onların amaçları açıktır. - Their intentions are obvious.

Amaçlarını bilmem gerekiyor. - I need to know your intentions.

intent
{i} gaye
intent
{s} niyetli

Fransızca öğrenmeye niyetlidir. - He has been intent on learning French.

Fransızca öğrenmeye niyetli. - She is intent on mastering French.

intent
azimli
intent
dikkatli
intent
dik

Tom dikkatle Mary'ye baktı. - Tom stared at Mary intently.

Kuşları dikkatle ve sevinçle izledi. - She watched the birds intently and joyfully.

intent
{i} kasıt

Onun kasıtlı olmadığına eminim. - I'm sure that wasn't intentional.

Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı. - Tom made this mistake intentionally.

intent
(sıfat) niyetli, istekli, hevesli, kararlı, meşgul, dalmış, dikkatli
intent
{s} kararlı
intent
{s} istekli
intent
{s} dalmış
intent
(Mukavele) niyet, maksat
intent
{s} hevesli
intent
intently dikkatle
intent
(isim) niyet, maksat, amaç, gaye, kasıt
Английский Язык - Английский Язык
intent
firmly fixed or concentrated on something

    Расстановка переносов

    firm·ly fixed or con·cen·tra·ted on some·thing

    Турецкое произношение

    fırmli fîkst ır kônsıntreytîd ôn sʌmthîng

    Произношение

    /ˈfərmlē ˈfəkst ər ˈkônsənˌtrātəd ˈôn ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ˈfɜrmliː ˈfɪkst ɜr ˈkɔːnsənˌtreɪtɪd ˈɔːn ˈsʌmθɪŋ/
Избранное