The information was quite useless.
 - Bilgi oldukça faydasızdı.
You shouldn't read such useless books.
 - Böyle faydasız kitapları okumamalısın.
When it comes to chocolate, resistance is futile.
 - Çikolata söz konusu olduğunda direnç faydasızdır.
His advice is of no use.
 - Onun tavsiyesi faydasız.
The new road will benefit the people living in the hills.
 - Yeni yolun tepede yaşayan insanlara faydası olacaktır.
This article analyzes both the benefits and the drawbacks of reducing military spending.
 - Bu makale hem askeri harcamaları azaltmanın sakıncalarını hem de faydalarını analiz eder.
He saw no advantage in waiting any longer.
 - Daha fazla beklemenin hiçbir faydası olmadığını anladı.
She often takes advantage of his ignorance.
 - O, sık sık onun cehaletinden faydalanır.
A wise person profits by his mistakes.
 - Akıllı bir kişi hatalarından faydalanır.
Personal computers are of great use.
 - Kişisel bilgisayarlar çok faydalıdırlar.
It is no use asking for her help.
 - Onun yardımını istemenin faydası yok.
Is eating fish good for you?
 - Sizin için balık yemek faydalı mı?
Smoking does much harm but no good.
 - Sigara içmek çok zarar verir ama hiç fayda vermez.
Ill-gotten gains never benefit anyone.
 - Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
 - Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.