faturalı

listen to the pronunciation of faturalı
Турецкий язык - Английский Язык
having an invoice/bill; having a rabbet
(Ticaret) invoice
having a rabbet
fatura
bill

There's a mistake in the bill. - Faturada bir hata var.

Many people worry about paying their bills. - Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor.

fatura
invoice

Mary hasn't paid the invoice yet. - Mary henüz faturayı ödemedi.

Tom admitted that he had made a mistake on the invoice. - Tom faturada bir hata yaptığını itiraf etti.

faturalı matkap
stop drill
fatura
billing

He gave us an explanation about the new billing system. - O bize yeni bir faturalama sistemi hakkında bir açıklama yaptı.

fatura
(Ticaret) score
fatura
receipt

I faxed Tom a copy of my receipt. - Faturamın bir kopyasını Tom'a faksladım.

Please don't forget the receipt. - Lütfen faturayı unutma.

fatura
(Ticaret) check
fatura
rebate
fatura
(Kanun) voucher
fatura
(Askeri,Ticaret) bill of parcels
fatura
rabbet
fatura
bill of sale
fatura
ınvoice

Sami has thirty days to pay the invoice. - Faturayı ödemek için Sami'nin otuz günü var.

I am sending the invoice by fax. - Faturayı faksla gönderiyorum.

fatura
note
fatura
invoice, receipt, bill; rabbet
Турецкий язык - Турецкий язык
Faturası olan
faturalı yaşam
Yapılan alışverişte fatura alma alışkanlığı
Fatura
(Hukuk) FAKTURA
fatura
Satılan bir malın cinsini, miktarını ve fiyatını bildirmek için satıcının alıcıya verdiği hesap pusulası: "O hengâmede, lokantanın faturası da ödenmemiş tabii..."- Ç. Altan
fatura
Satılan bir malın cinsini, miktarını ve fiyatını bildirmek için satıcının alıcıya verdiği hesap pusulası
faturalı
Избранное