fışkırma

listen to the pronunciation of fışkırma
Турецкий язык - Турецкий язык
Güneş yüzeyinden uzaya sıcak gaz kütlelerinin fırlaması
Fışkırmak işi
(Osmanlı Dönemi) İNŞİHAB
feveran
Fışkırmak
(Osmanlı Dönemi) ERŞ
fışkırmak
Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak: "Suya en başköşeyi ayırmalarının nedeni de iyi suyun, hemen hemen memleketimizin dört bucağından fışkırmasıdır."- S. Birsel
fışkırmak
Bitkiler toplu hâlde, gür olarak yetişmek: "Kaldırım taşları arasından fışkırmış otların bütün sokağı bürüyeceği muhakkak!"- Y. Z. Ortaç
fışkırmak
Toplu hâlde, gür olarak yetişmek
fışkırmak
Bir şey bir yerde bol bol görülmek: "Ölümsüzlerden fışkıran ışık, karanlıkları bir anda dağıttı."- C. Meriç
fışkırmak
Gaz veya sıvılar bir yerden basınç etkisiyle yukarıya doğru birdenbire ve hızla çıkmak
fışkırmak
Bir şey bir yerde bol bol görülmek
fışkırma
Избранное