Üzgünüm ama ben bu projeye karşıyım.
- Es tut mir leid, aber ich bin gegen dieses Projekt.
Üzgünüm seninle aynı düşüncede değilim.
- Es tut mir leid, ich teile Deine Meinung nicht.
Geç kaldığım için üzgünüm.
- I'm sorry I'm so late.
Üzgünüm, mantıların tümü bitti.
- I'm sorry, we're all out of manti.
Affedersiniz, adınızı unuttum.
- I'm sorry, I've forgotten your name.
Affedersiniz, yanlış bir şey mi yaptım?
- I'm sorry, did I do something wrong?
Onunla gidemediğim için üzgünüm.
- I am sorry that I could not go with her.
Sizi beklettiğim için üzgünüm.
- I am sorry to have kept you waiting.
I'm sorry. I take back my words.
- Es tut mir leid. Ich nehme zurück, was ich gesagt habe.
I'm sorry I didn't reply to you sooner.
- Es tut mir leid, dass ich dir nicht früher geantwortet habe.