elegant, refined character that sets the wine apart on its own

Английский Язык - Турецкий язык

Определение elegant, refined character that sets the wine apart on its own в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

distinctive

{s} belirgin

Tom'un sağ gözünün altında belirgin bir yara izi vardı. - Tom has a distinctive scar under his right eye.

distinctive

kolaylıkla ayırt edilebilen

distinctive

{s} kolaylıkla ayırt edilebilen, farklı; kendine özgü

distinctive

(Kanun) karakterlik

distinctive

diğerlerinden ayrı

distinctive

(Dilbilim) ayırıcı nitelik

distinctive

ayrıcı

distinctive

özel

Japonya'nın pek çok ayırt edici özellikleri vardır. - Japan has many distinctive traits.

Japon dilinin birçok ayırt edici özellikleri var. - The Japanese language has many distinctive characteristics.

distinctive

ayıran

distinctive

{s} kendine özgü

Sami mekanı kendine özgü tarzıyla süsledi. - Sami decorated the place in his distinctive style.

distinctive

{s} özgün

distinctive

farklı bir şekilde

distinctive

{s} ayırıcı

distinctive

distinctiveness ayırt edici özellik

distinctive

{s} karakteristik

distinctive

disnctively ayırt ederek

Английский Язык - Английский Язык

Определение elegant, refined character that sets the wine apart on its own в Английский Язык Английский Язык словарь

distinctive

Расстановка переносов

elegant, re·fined char·ac·ter that sets the wine a·part on its own