eğilebilir

listen to the pronunciation of eğilebilir
Турецкий язык - Английский Язык
ductile
flexible
(Bilgisayar) skew
{f} tilt

Don't tilt your chair back. - Koltuğunu geriye eğme.

She stood silently, her head tilted slightly to one side. - Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.

incline

He is inclined to get mad. - O, kızmaya eğilimlidir.

The agitator is inclined to exaggerate trivial matters. - Tahrikçi önemsiz konuları abartma eğilimindedir.

{f} leaning

This house is leaning to one side. - Bu ev bir tarafa doğru eğiliyor.

Tom was leaning on the fence. - Tom çitin üzerine eğiliyordu.

{f} curve

A straight line is a trivial example of a curve. - Düz bir çizgi bir eğrinin önemsiz bir örneğidir.

The road curves gently toward the lake. - Yol göle doğru hafifçe eğilimlidir.

{f} hog
{f} tilted

The Earth is tilted at an angle of 23.4 degrees. - Dünya 23.4 derecelik bir açıyla eğilimlidir.

The spiral galaxy closest to our Milky Way galaxy is Andromeda. Andromeda is over 2 million light-years away. Its central bulge and spiral arms are tilted toward us at a 15 degree angle. - Samanyolu galaksimize en yakın sarmal gökada Andromeda'dır. Andromeda 2 milyondan fazla ışık yılı uzaklıktadır. Onun orta çıkıntısı ve spiral kolları 15 derecelik açıyla bize doğru eğiktir.

{f} curving
{f} inclined

He is inclined to be lazy. - O tembel olmaya eğimlidir.

The agitator is inclined to exaggerate trivial matters. - Tahrikçi önemsiz konuları abartma eğilimindedir.

curved
hunch
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение eğilebilir в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Bıçak, orak gibi araçları bilemeye yarayan araç
eğilebilir
Избранное