dinleyiciler

listen to the pronunciation of dinleyiciler
Турецкий язык - Английский Язык
audience

The lecturer couldn't get his message across to the audience. - Konuşmacı mesajını dinleyicilere anlatamadı.

The audience were fascinated by his speech. - Dinleyiciler konuşmasından çok etkilendi.

the audience

The lecturer couldn't get his message across to the audience. - Konuşmacı mesajını dinleyicilere anlatamadı.

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

audit
dinleyici
listener

You're a really bad listener. - Sen gerçekten kötü bir dinleyicisin.

Tom is a good listener. - Tom iyi bir dinleyicidir.

dinleyici
hearer
dinleyici
(Muzik) auditor

Tom is in the back of the auditorium. - Tom, dinleyici salonunun arka tarafındadır.

dinleyici
(Muzik) auditeur
dinleyici
audience

The speech deeply affected the audience. - Konuşma dinleyicileri derinden etkiledi.

His speech deeply affected the audience. - Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение dinleyiciler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Dinleyici
sami
dinleyici
Kayıtlı olmadığı hâlde derslere dışarıdan devam eden kimse
dinleyici
Söylenen veya çalınan bir şeyi dinleyen kimse: "Belki hürmetlerini göstermek isteyen dinleyiciler ayağa kalkmak isteyeceklerdi."- A. Ş. Hisar
dinleyici
Söylenen veya çalınan bir şeyi dinleyen kimse
dinleyiciler
Избранное