different, not typical, dissimilar

listen to the pronunciation of different, not typical, dissimilar
Английский Язык - Турецкий язык

Определение different, not typical, dissimilar в Английский Язык Турецкий язык словарь

unlike
aksine

Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu. - Unlike his sister, he has retained the religious faith his parents brought him up in.

Polo gibi at sırtında oynanılan bir oyunun aksine futbol aslında ayakla oynanılan bir top oyunu demekti. - Football originally meant a game played with a ball on foot - unlike a game played on horseback, such as polo.

unlike
-den farklı
unlike
{s} birbirine benzemeyen, farklı. edat -den farklı olarak: This painting is unlike her others. Bu resim onun diğer resimlerinden farklı. His
unlike
-den farklı olarak
unlike
değişik
unlike
-e uymayan
unlike
-e benzemeyen
unlike
den farklı
unlike
farklı

Bill kardeşinden tamamen farklıdır. - Bill is completely unlike his brother.

İki erkek kardeş görünümde oldukça farklı. - The two brothers are quite unlike in their appearance.

unlike
için olağandışı olan
unlike
{s} benzemez
unlike
{s} yakışmayan
unlike
unlikenessbenzemeyiş
unlike
birbirine benzemeyen
unlike
farklı olarak
Английский Язык - Английский Язык
{s} unlike
different, not typical, dissimilar

    Расстановка переносов

    different, not typical, dis·si·mi·lar

    Произношение

Избранное