derb

listen to the pronunciation of derb
Немецкий Язык - Турецкий язык
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Denemek
(Osmanlı Dönemi) Dadanmak, alışmak
(Osmanlı Dönemi) Haslet, cür'et
(Osmanlı Dönemi) Tecrübe etmek
(Osmanlı Dönemi) (Dürb) Bir şeyi âdet edinmek
Английский Язык - Турецкий язык

Определение derb в Английский Язык Турецкий язык словарь

blue
mavi

Beyaz bir bulut mavi yaz gökyüzünde yüzüyordu. - A white cloud is floating in the blue summer sky.

İlk mavi kotlar1853'te piyasaya çıktı. - In 1853, the first blue jeans came out.

blue
(Argo) münakaşa
bawdy
seksle ilgi
bawdy
terbiyesiz
bawdy
{s} müstehcen
bawdy
belden aşağı
bawdy
müstehcen söz
bawdy
{s} açık saçık
bawdy
bawdily açık saçık bir şekilde
bawdy
bawdiness açık saçık oluş
blue
mavi üniformalı kimse
blue
{s} müstehcen
blue
{f} çarçur etmek
blue
{f} maviye boyamak

Evimi maviye boyamak istemiyorum. - I don't really want to paint my house blue.

Mary arabasını parlak maviye boyamak istiyor. - Mary wants to paint her car bright blue.

blue
mavileştirmek
blue
{s} mavi, mavi renkli
Немецкий Язык - Английский Язык
dirty
rumbustious
rough
blue
crudely
blinding (youth language for great)
lewd
bawdy
wicked
crass
coarsely
grossly
sick
coarse
perverted
crude
derb (Humor)
earthy (humour)
derb (Leder)
tough