demirbaş

listen to the pronunciation of demirbaş
Турецкий язык - Английский Язык
{i} fixture

She's a fixture at all the high-society parties. - O yüksek toplum partilerinin tümünde bir demirbaştır.

movable (property)
office stock, inventory stock/article, fixture
fixture; plant; old timer
registered movable property, movable
(Konuşma Dili) long-time functionary or employee, old-timer
stock
office stock
(Ticaret) inventory
(Ticaret) fixed asset
inventory stock
old timer
{i} plant
demirbaş eşya
permanent or heavy fixtures or equipment
demirbaş eşya
fixtures and equipment
demirbaş eşya
inventory stock
demirbaşlar
(Ticaret) inventories
demirbaşlar
assets
demirbaşlar
fixtures
Турецкий язык - Турецкий язык
Bu nitelikte olan
Bir yerin eskisi, emektarı olan (kimse)
Bir yerde kullanılan, bir yere kayıtlı olan, bir görevliden öbürüne teslim edilen dayanıklı eşya
Bir yerin eskisi, emektarı olan (kimse): "Gerçi Celile'nin ailesi içinde doğup büyümüş Huriye diye demirbaş bir evlatlığımız vardır."- R. N. Güntekin
demirbaş
Избранное