O şarküterideki yiyecekten hoşlanmıyorum.
- I don't like the food at that deli.
Affedersiniz, nerede bir şarküteri bulabilirim?
- Sorry, where can I find a delicatessen?
Most people think I'm crazy.
- Birçok kişi deli olduğumu düşünür.
This noise is driving me crazy.
- Bu gürültü beni deli ediyor.
Charles Guiteau was insane.
- Charles Guiteau deliydi.
You don't want Tom to think you're insane.
- Tom'un seni deli sanmasını istemiyorsun.
I've dated a lunatic.
- Bir deli ile birlikte oldum.
The people from Madrid are lunatics.
- Madritli insanlar delidirler.
Tom is driving me mad.
- Tom beni deli ediyor.
He is either drunk or mad.
- O ya sarhoş ya da deli.
Many people also considered him a madman.
- Birçok kişi ayrıca onun bir deli olduğunu düşünüyordu.
He behaved like a madman.
- Delirmiş gibi davrandı.
Tom said that Mary was delirious.
- Tom, Mary'nin delirmiş olduğunu söyledi.
Tom was deliriously happy.
- Tom delicesine mutluydu.
She has extreme colonial mentality. She is crazy for Spanish culture.
- Onun aşırı sömürge zihniyeti var. O, İspanyol kültürü için deli oluyor.
Tom seems slightly distracted.
- Tom hafiften deli gibi görünüyordu.
Tom looked pretty distracted.
- Tom oldukça deli görünüyordu.
The last person I told my idea to thought I was nuts.
- Fikrimi söylediğim son kişi deli olduğumu düşündü.
I don't think Tom is nuts.
- Tom'un deli olduğunu sanmıyorum.
Don't put me in a straitjacket, because I'm not crazy.
- Beni deli gömleğine koyma, çünkü deli değilim.
They put him in a straitjacket.
- Onlar ona deli gömleği giydirdi.
Tom laughed hysterically for no reason.
- Tom nedensizce deli gibi güldü.
He acted like a madman.
- O, bir deli gibi hareket etti.
He is madly in love with that girl.
- O kıza deli gibi âşık.
Tom ran like crazy to catch the last train.
- Tom son trene yetişmek için deli gibi koştu.
They were biting like crazy yesterday.
- Dün deli gibi ısırıyorlardı.
I fell madly in love with him.
- Ona deli gibi aşık oldum.
He is madly in love with that girl.
- O kıza deli gibi âşık.