değişkenler

listen to the pronunciation of değişkenler
Турецкий язык - Английский Язык
versions
variables
değişken
changeable

The weather is changeable here. - Burada iklim değişkendir.

The weather is more changeable in mountain regions than in any other district. - Hava, dağlık bölgelerde diğer bölgelerden daha değişkendir.

değişken
{i} variable

h is a dummy variable. - h bir kukla değişkendir.

Variable names in C are case sensitive. - C'deki değişken isimler büyük küçük harfe duyarlıdır.

değişken
{s} versatile
değişken
capricious
değişken
(Kimya,Ticaret) parameter
değişken
{s} erratic
değişken
volatile

Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff. - Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.

The situation sounds volatile. - Durum değişken görünüyor.

değişken
fickle

Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff. - Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.

Fashion is a fickle thing. - Moda değişken bir şeydir.

değişken
unsteady
değişken
factor
değişken
mercurial
değişken
mutable
değişken
inconstant
değişken
{s} unstable
değişken
uneven
değişken
(Bilgisayar) argument
değişken
varied
değişken
variance
değişken
unsettled
değişken
whimsical
rastgele değişkenler
random variables
değişken
wayward
değişken
flighty
değişken
inconsistent
değişken
wanton
değişken
moody
değişken
floating
değişken
varying
değişken
choppy
değişken
flexible
değişken
fluxional
değişken
inequable
değişken
changeful
değişken
uncertain

He took an uncertain stance. - O değişken bir tutum takındı.

The weather is uncertain at this time of year. - Yılın bu zamanında hava değişkendir.

değişken
mobile
değişken
labile
değişken
protean
değişken
variable, changeable; factor
değişken
fitful
değişken
flexile
değişken
fluid
değişken
incalculable
değişken
(Matematik) variable
değişken
{s} streaked
değişken
quicksilver
değişken
var

The prices are variable, so shop around. - Fiyatlar değişken, o yüzden dükkân dükkân dolaşın.

Tomorrow we expect variable weather with a likely chance of precipitation. - Yarın biz yağış ihtimali olan değişken bir hava bekliyoruz.

değişken
{s} sliding
değişken
{s} unfunded
değişken
windy
değişken
shifting
değişken
{s} streaky
değişken
variant
değişken
mutant
değişken
{s} swinging
değişken
yoyo
ekonomi dışı değişkenler
(Ticaret) noneconomic variables
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение değişkenler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Değişken
(Hukuk) MÜTEHAVVİL
Değişken
(Hukuk) MÜTEGAYYİR
değişken
Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici, mütehavvil
değişken
Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici, mütehavvil: "Sağlık bakımından canına okuyan kentler de, değişken rüzgârlara açık kentler oluyor."- H. Taner
değişken
Değişik sayı değerleri alabilen nicelik
değişkenler
Избранное