damage, hurt, prejudice, forfeiture, a fault

Английский Язык - Турецкий язык

Определение damage, hurt, prejudice, forfeiture, a fault в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

loss

kayıp

Onun ölümü büyük bir kayıptır. - His death is a great loss.

Bill kayıp için suçlamayı kabul etti. - Bill took the blame for the loss.

loss

{i} zarar

Zararın için çok üzgünüm. - I'm very sorry for your loss.

Biz onu yıllarca zararına çalıştırdığımız için binayı satmak zorunda kaldık. - We had to sell the building because for years we had operated it at a loss.

loss

(Nükleer Bilimler) kayıp,atılım

loss

(Kanun) gaiplik

loss

dokunca

loss

ziyan

loss

kayboluş

loss

kaybetme

Sizi yaşatmak hiçbir şey kazandırmaz, kaybetmek ise hiçbir kayıp getirmez. - To keep you is no benefit. To destroy you is no loss.

loss

kaybolma

Uzmanlar, Arctic'teki deniz buzunun kaybolmasından endişe ediyorlar. - Experts are worried about the loss of sea ice in the Arctic.

Annelerinin kaybolması onları çok üzdü. - The loss of their mother grieved them very much.

loss

{i} zayi

loss

{i} ask. kayıp, ölü

loss

loss of civic rightsmedeni haklardan iskat

loss

(Mukavele) kayıp, zarar, ziyan, hasar; israf

loss

harabiyet

loss

{i} tic. zarar, ziyan

Английский Язык - Английский Язык

Определение damage, hurt, prejudice, forfeiture, a fault в Английский Язык Английский Язык словарь

{n} loss