dışarısında

listen to the pronunciation of dışarısında
Турецкий язык - Английский Язык
on the outside of
dışarı
{i} outside

Tom put his hat on and went outside. - Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.

It is very cold outside. You'll catch a cold without a coat. - Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.

dışarı
out

Go out and breathe some fresh air instead of watching TV. - Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.

I can't go out because I have a lot of homework. - Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.

dışarı
(Bilgisayar) inset
dışarı
off

Make sure to turn off all the lights before going out. - Tüm ışıkların kapatıldığından emin ol dışarıya çıkmadan önce.

He rushed out of the office. - O ofisten dışarı fırladı.

dışarı
forth
dışarı
clear

The sky is clear and the wind is refreshingly cool. It's a perfect day to spend outdoors. - Gökyüzü açık ve rüzgar ferahlatıcı biçimde serin. Dışarıda geçirmek için harika bir gün.

dışarı
the space outside
dışarı
outside, exterior; out; abroad
dışarı
foreign lands, abroad
dışarı
exterior
dışarı
the outside, exterior
dışarı
the provinces (as opposed to the capital); the country (as opposed to the town)
dışarı
outside of

The outside of the house was very run down. - Evin dışarısı çok köhneydi.

Sami would never go outside of his house. - Sami asla evinden dışarı çıkmazdı.

dışarı
ex
dışarı
per

Tom got his learner's permit yesterday, so he's out with his father practicing driving. - Tom dün ön ehliyetini aldı, bu yüzden araba sürmeyi pratik yapmak için babası ile birlikte dışarıda.

A young person is waiting for you outside. - Genç bir adam seni dışarıda bekliyor.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение dışarısında в Турецкий язык Турецкий язык словарь

dışarı
Yurt dışı
dışarı
Dışa, dış çevreye: "Artık komutanlardan başka hiç kimse dışarı çıkmazdı."- A. İlhan
dışarı
Dış çevre, dış yer, hariç: "Dışarıda yağmur yağıyor."- S. F. Abasıyanık
dışarı
Dış çevre, dış yer, hariç
dışarı
Yurt dışı: "Dışarıyla iyi geçiniyorduk, Yunanlılarla az kalsın birleşecek kadar sıkı fıkı idik."- B. Felek
dışarı
Kişinin konutundan ayrı olan yer
dışarı
Dışa, dış çevreye
dışarı
Kişinin konutundan ayrı olan yer: "Dışarıda, çocuklar birdirbir oynamaya dalmışlardı."- A. İlhan
dışarısında
Избранное