düzeltmeler

listen to the pronunciation of düzeltmeler
Турецкий язык - Английский Язык
corrigenda
proofs
(Bilgisayar) revisions
(Bilgisayar) hotfix
hotfixes
corrigendum
düzeltme
{i} correction

He made several corrections. - O, birkaç düzeltme yaptı.

I suggest a correction to this sentence. - Ben bu cümleye bir düzeltme öneriyorum.

düzeltme
{i} rectification
düzeltmeler yapmak
revamp
düzeltme
amendment
düzeltme
revision
düzeltme
compensation
düzeltme
{i} refinement
düzeltme
revise
düzel
(Biyokimya) order

Have you been adopting sentences in order to correct them? - Onları düzeltmek için cümleleri benimsiyor musun?

Put your books in order. - Kitaplarınızı düzeltin.

düzeltme
improving
düzeltme
(Bilgisayar) modified
düzeltme
(Bilgisayar,Teknik) checkout
düzeltme
(Havacılık) erection
düzeltme
righting
düzeltme
(Bilgisayar) fix

It's impossible to fix. - Bunu düzeltmek imkansız.

I have to fix a mistake. - Bir hatayı düzeltmeliyim.

düzeltme
(Askeri) trim

You should trim your fingernails. - Tırnaklarını keserek düzeltmelisin.

Tom decided to try trimming his beard with a knife, but he wasn't very successful. - Tom bir bıçakla sakalını düzeltmeyi denemeye karar verdi, fakat çok başarılı değildi.

düzeltme
smooth
düzeltme
(Biyokimya) reforming
düzeltme
editing
düzeltme
rectify

Teachers must get tired of rectifying the same mistakes over and over again in their students' papers. - Öğretmenler öğrencilerinin kağıtlarındaki aynı hataları tekrar tekrar düzeltmekten bıkmış olmalı.

düzeltme
touchup
düzeltme
editting
düzeltme
truing
düzeltme
(Bilgisayar) don't correct

I don't correct their exercises. - Ben onların egzersizlerini düzeltmem.

düzeltme
emending
düzeltme
(Bilgisayar) modify
düzeltme
reform

We should reform this law. - Bu kanunu düzeltmeliyiz.

düzeltme
adjustment
düzeltme
amelioration
düzeltme
emendation
düzeltme
erecting
düzeltme
reclamation
düzeltme
recovery
düzeltme
correcting

He is busy correcting test papers. - Test kağıtlarını düzeltmekle meşgul.

I don't want you to quit correcting my mistakes. - Yanlışlarımı düzeltmekten vazgeçmeni istemiyorum.

düzeltme
betterment
düzeltme
reformation
düzeltme
proofreading

I'm proofreading my essay. - Denememi düzeltmek için okuyorum.

I took on the job of proofreading. - Ben düzeltme işini üstlendim.

düzeltme
readjustment
düzeltme
modification
düzeltme
improvement
düzeltme
grading
düzeltme
correction; amelioration, improving; proofreading; reform reform, ıslahat
düzeltme
(Hukuk) correction, review, correction
düzeltme
trimming

Tom decided to try trimming his beard with a knife, but he wasn't very successful. - Tom bir bıçakla sakalını düzeltmeyi denemeye karar verdi, fakat çok başarılı değildi.

düzeltme
levelling
düzeltme
melioration
düzeltme
recension
düzeltme
retouch
düzeltme
adjust

In LASIK, a laser is used to adjust the surface of the cornea. - LASIK, kornea yüzeyini düzeltmek için kullanılan bir lazerdir.

düzeltme
correct

Tom seems to be unwilling to correct his mistakes. - Tom hatalarını düzeltmeye isteksiz görünüyor.

He is busy correcting test papers. - Test kağıtlarını düzeltmekle meşgul.

düzeltme
retrieve
düzeltme
{i} redress
düzeltme
(Nükleer Bilimler) edit
mevsimlik düzeltmeler
(Ticaret) seasonal adjustment
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение düzeltmeler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

düzeltme
Düzeltmek işi, tashih
düzeltme
Düzelti
düzeltme
Reform, iyileştirme, ıslahat
düzeltmeler
Избранное