düşmekte

listen to the pronunciation of düşmekte
Турецкий язык - Английский Язык

Определение düşmekte в Турецкий язык Английский Язык словарь

düş
dream

I never dreamed I would meet you here. - Seninle burada karşılaşacağımı asla düşünmedim.

I never dreamed that I would meet her there. - Onunla orada karşılaşacağımı asla düşünmedim.

düş
{f} fall

The garden was covered with fallen leaves. - Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.

Newton saw an apple fall off a tree. - Newton bir elmanın ağaçtan düştüğünü gördü.

düş
daydream

Daydreaming is the moonlight of thought. - Hayal kurmak düşüncenin mehtabıdır.

düş
vision
düş
illusion

Your enemies are just an illusion. - Senin düşmanların sadece bir yanılsama.

Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, but in fact you are looking at the screen. - Burada bir görsel yanılsama var. Küpe baktığını düşünüyorsun ama gerçekte ekrana bakıyorsun.

düş
plump down
düş
fantasy

Living in poverty is some women's fantasy. They think it's somewhat romantic. - Yoksulluk içinde yaşamak, bazı kadınların fantezisidir. Onlar bunun biraz romantik olduğunu düşünüyorlar.

düş
{f} slumped

The man slumped to the floor. - Adam aniden yere düştü.

düş
fiction

He's very fond of science fiction. - O, bilim kurguya çok düşkündür.

düş
{f} decay
düş
{f} drop

It would break if you dropped it. - Eğer düşürürsen kırarsın.

Tom dropped his pencil. - Tom kalemini düşürdü.

düş
{f} falling

I had to grab her to keep her from falling. - Onun düşmesini engellemek için onu tutmak zorunda kaldım.

She came close to falling off the platform. - Neredeyse platformdan düşüyordu.

düş
{f} fallen

A fallen rock barred his way. - Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı.

The garden was covered with fallen leaves. - Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.

düş
romance

I think that maybe I should stop reading romance novels. - Belki aşk romanları okumayı durdurmam gerektiğini düşünüyorum.

I thought you didn't like romance movies. - Macera filmlerini sevmediğini düşündüm.

düş
imagination

Productive thinking and creativity are unthinkable without imagination. - Üretken düşünce ve yaratıcılık; hayal gücü olmadan düşünülemez.

düş
plunk
düş
fell

The horse broke its neck when it fell. - Düşen at boynunu kırdı.

He approached and fell on his knees. - O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.

düş
plummet

Tom's grades soon plummeted. - Tom'un notları yakın zaman içinde düştü.

Home prices are plummeting. - Ev fiyatları hızla düşüyor.

düş
pie in the sky
düş
decayed
düş
dream, daydream, fantasy
düş
reverie
düş
delusion

When I was a kid, I thought that if I died the world would just disappear. What a childish delusion! I just couldn't accept that the world could continue to exist without me. - Çocukken ,ölürsem dünyanın hemen ortadan kaybolacağını düşündüm.Ne çocukça bir aldanma!Ben sadece dünyanın bensiz devam edip var olacağını kabullenemiyordum.

Tom suffered from the delusion that strangers could hear his thoughts. Of course that's nonsense. - Tom, yabancıların onun düşüncelerini duyabileceği sanrısından muzdaripti. Bu tabii ki saçmalık.

düş
hope, aspiration, dream
düş
pink elephant
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение düşmekte в Турецкий язык Турецкий язык словарь

DÜŞ
(Osmanlı Dönemi) f. Bak: Dû
Düş
rüya
düş
Gerçek olmayan şey, imge, hayal
düş
Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünü, rüya
düş
Uyurken zihinde beliren olayların, düşüncelerin bütünü, rüya: "Dadaloğlu'm, sevdası var başımda / Gündüz hayalimde, gece düşümde."- Dadaloğlu
düş
Gerçekleşmesi istenen şey, umut
düşmekte
Избранное