The value of the dollar began to drop.
 - Doların değeri düşmeye başladı.
Not a drop of rain fell for a month, so they had to dig a well.
 - Bir aydır bir damla yağmur düşmedi. Bu yüzden bir kuyu kazmak zorunda kaldılar.
The descent to hell is easy.
 - Cehenneme düşmek kolaydır.
The Taiwanese dollar appreciated, causing Taiwanese exports to slump.
 - Tayvan doları değer kazandı ve Tayvan ihracatının düşmesine neden oldu.
A belt keeps your pants from falling down.
 - Kemer pantolonunun düşmesini önler.
Leaves begin to fall in October.
 - Yapraklar ekimde düşmeye başlar.
I held on to the rope tightly so I wouldn't fall.
 - İpi sıkıca tuttum böylece düşmedim.
Home prices have continued to decline.
 - Ev fiyatları düşmeye devam etti.
All of us want prices to decline.
 - Biz hepimiz fiyatların düşmesini istiyoruz.
Crude oil has been falling in price.
 - Ham petrol fiyatı düşmektedir.
Luckily, I got hold of a branch and was saved from falling.
 - Neyse ki bir dalı tuttum ve düşmekten kurtuldum.
I'm trying not to be trip and fall.
 - Takılıp düşmemeye çalışıyorum.
Be careful not to trip and fall.
 - Tökezlememek ve düşmemek için dikkatli ol.
The tree was ready to fall down.
 - Ağaç düşmek üzereydi.
Luckily, I got hold of a branch and was saved from falling.
 - Neyse ki bir dalı tuttum ve düşmekten kurtuldum.
You can use a dreamcatcher to catch your nightmares.
 - Kabuslarınızı yakalamak için bir düş kapanı kullanabilirsiniz.
I never dreamed that I would meet her there.
 - Onunla orada karşılaşacağımı asla düşünmedim.
Your shirt button is about to fall off.
 - Gömlek düğmen düşmek üzere.
If you don't want to fall off the cliff, don't stay near it.
 - Eğer uçurumdan düşmek istemiyorsanız, onun yanında durmayın.
She would have fallen into the pond if he had not caught her by the arm.
 - Eğer onu kolundan yakalamasaydı, göletin içine düşmüş olacaktı.
Newton saw an apple fall off a tree.
 - Newton bir elmanın ağaçtan düştüğünü gördü.
Daydreaming is the moonlight of thought.
 - Hayal kurmak düşüncenin mehtabıdır.
We've come this far, so we can't stop now. I don't want to backslide.
 - Bu kadar uzağa geldik, bu yüzden şimdi duramayız. Kötü yola düşmek istemiyorum.
Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, while in fact you are looking at your monitor.
 - İşte bir optik illüzyon: aslında monitörünüze bakarken, bir küpe baktığınızı düşünürsünüz.
Your enemies are just an illusion.
 - Senin düşmanların sadece bir yanılsama.
Living in poverty is some women's fantasy. They think it's somewhat romantic.
 - Yoksulluk içinde yaşamak, bazı kadınların fantezisidir. Onlar bunun biraz romantik olduğunu düşünüyorlar.
The man slumped to the floor.
 - Adam aniden yere düştü.
He's very fond of science fiction.
 - O, bilim kurguya çok düşkündür.
It would break if you dropped it.
 - Eğer düşürürsen kırarsın.
The temperature has suddenly dropped.
 - Sıcaklık aniden düştü.
Falling interest rates have stimulated the automobile market.
 - Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
The yen is rising and the dollar is falling.
 - Yen yükseliyor dolar düşüyor.
The garden was covered with fallen leaves.
 - Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
A fallen rock barred his way.
 - Düşmüş bir kaya onun yolunu kapadı.
I thought you didn't like romance movies.
 - Macera filmlerini sevmediğini düşündüm.
I think that maybe I should stop reading romance novels.
 - Belki aşk romanları okumayı durdurmam gerektiğini düşünüyorum.
Productive thinking and creativity are unthinkable without imagination.
 - Üretken düşünce ve yaratıcılık; hayal gücü olmadan düşünülemez.
He fell down the stairs.
 - O, merdivenden düştü.
He slipped and nearly fell.
 - O kaydı ve neredeyse düşecekti.
Tom's grades soon plummeted.
 - Tom'un notları yakın zaman içinde düştü.
The share price is plummeting – get out while you can.
 - Hisse fiyatı düşüyor - yapabiliyorken ayrılın.
The tree was ready to fall down.
 - Ağaç düşmek üzereydi.
Tom suffered from the delusion that strangers could hear his thoughts. Of course that's nonsense.
 - Tom, yabancıların onun düşüncelerini duyabileceği sanrısından muzdaripti. Bu tabii ki saçmalık.
When I was a kid, I thought that if I died the world would just disappear. What a childish delusion! I just couldn't accept that the world could continue to exist without me.
 - Çocukken ,ölürsem dünyanın hemen ortadan kaybolacağını düşündüm.Ne çocukça bir aldanma!Ben sadece dünyanın bensiz devam edip var olacağını kabullenemiyordum.