Bu çok pahalıya mal olabilir.
- It could be very costly.
Bu, yaşam, para, ve malzemelerde çok pahalıya mal olmuştu.
- It had been very costly in lives, money, and supplies.
Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı.
- Salt was a rare and costly commodity in ancient times.
Tom pahalıya mal olan bir hata yaptı.
- Tom made a costly mistake.
Sağlıklı yemek daha pahalı mıdır?
- Is eating healthy more costly?
Dan pahalı kanser tedavisi görmeye başladı.
- Dan began costly cancer therapy.
Bir gece rüyasında, güzel mor bir çiçek bulduğunu ve çiçeğin ortasında da değerli bir mücevher bulunduğunu gördü.
- He dreamt one night that he found a beautiful purple flower, and that in the middle of it lay a costly pearl.
Toptan satış tabakaları ile karakterize edilen Japon dağıtım sistemi karmaşık ve masraflıdır.
- The Japanese distribution system, characterized by layers of wholesale, is complex and costly.
O bir masraflı hataydı.
- It was a costly mistake.
Uçak bileti ücretinin tutarı tren bileti ücretinden daha yüksek.
- The cost of the air fare is higher than of the rail fare.
İçeri girmenin ücreti ne kadar?
- How much does it cost to get in?
Ben, ne pahasına olursa olsun ona yardım etmeliyim.
- I must help her at any cost.
İnsanlar genellikle kendi mahremiyetleri pahasına ünlü olurlar..
- People usually become famous at the cost of their privacy.
Zarar bize çok paraya mal olacak.
- The damage will cost us a lot of money.
Çayın fiyatı iki avro.
- The tea costs two euros.
Sıfırken 3.000.000 yen fiyatı olan arabalar, şimdi 300.000 ediyor; bu durumda sanırım benimkini biraz daha kullanacağım.
- Cars that, when new, cost 3,000,000 yen are apparently now worth 300,000, so I think I'll use mine a little longer.
Yeni bir tablet bir servete mal olmaktadır.
- The new tablet costs a fortune.
Ders kitaplarım çok paraya mal olmaktadır.
- My textbooks cost a lot.
Bu elmas servet tutar.
- This diamond costs a fortune.
Bir bira ne kadar tutar?
- How much does a beer cost?
Bir gömlek yapmak kaça mal olur?
- How much does it cost to make a T-shirt?
Köprü yapmak, maliyetin dışında, uzun sürecektir.
- Apart from the cost, it will take long to build the bridge.
On kağıt tabağın maliyeti bir dolar eder.
- Ten paper plates cost one dollar.
Bu kazak elli dolardan daha fazla eder.
- This sweater costs more than fifty dollars.
Resmin maliyeti çok yüksek.
- The cost of the painting is very high.
Yakıt maliyetinden dolayı deniz aşırı ülkelere uçuş maliyet arttı.
- The cost of flying overseas has risen with the cost of fuel.
O palto çok paraya malolmuş olabilir ama o ona değer.
- That coat may have cost a lot of money, but it's worth it.
Organik gıda yemek maliyetine değer mi?
- Is eating organic food worth what it costs?
Onu tamir etmek yaklaşık 2000 yene mal olacak.
- It will cost about 2000 yen to repair it.
Yeni bir ev inşa etmek bana çok paraya mal oldu.
- It cost me a lot of money to build a new house.
a costly error.