claim, requirement; strong request

Английский Язык - Турецкий язык

Определение claim, requirement; strong request в Английский Язык Турецкий язык словарь

talep, ihtiyaç; güçlü istek

Связанные Термины

demand

rağbet etmek

demand

sürüm

demand

bir emir gibi yapılan istek

demand

revaç

demand

(Kanun) hak iddia etme

demand

rağbet

Tom büyük rağbet görüyor. - Tom is in great demand.

Uzman işçiler rağbette. - Specialist workers are in demand.

demand

istek

Bu isteklere boyun eğmemelisin. - You must not give way to those demands.

Onun isteklerine boyun eğdim. - I gave in to her demands.

demand

talep

Niçin geç kaldığını bize açıklamasını talep ettik. - We demanded that he explain to us why he was late.

Biz onların taleplerine boyun eğmemeliyiz. - We must not give way to their demands.

demand

gerektir/talep et

demand

{i} hak iddiası

demand

{i} huk. talep, hak iddia etme

demand

{i} isteme

Hiçbir şey istemedim. - I didn't demand anything.

Muhabirler, belediye başkanının neden onlarla konuşmak istemediğini bilmek istediler. - The reporters demanded to know why the mayor wouldn't talk to them.

demand

mahkemeye celbetmek bir hak talep etmek

demand

{f} talep etmek, istemek

demand

{i} istem, istek; talep

demand

{f} istemek

Adalet istemek için buradayız. - We're here to demand justice.

demand

{i} gereksinim

demand

{f} gerektirmek

demand

in great d

Английский Язык - Английский Язык

Определение claim, requirement; strong request в Английский Язык Английский Язык словарь

{i} demand

Расстановка переносов

claim, requirement; strong re·quest