ciltli

listen to the pronunciation of ciltli
Турецкий язык - Английский Язык
bound
hardcover
hardback

The girl was carrying several books. Not textbooks, but thick hardback books. - Kız birkaç kitap taşıyordu. Ders kitapları değil, ama kalın ciltli kitaplar.

volumed
bound (usually hardbound)
hardbound
decker
cilt
skin

Tom has a skin condition. - Tom'un bir cilt rahatsızlığı var.

Ultraviolet rays can cause skin cancer. - Ultraviyole ışınları cilt kanserine neden olabilir.

ciltli kitap
hardback

The girl was carrying several books. Not textbooks, but thick hardback books. - Kız birkaç kitap taşıyordu. Ders kitapları değil, ama kalın ciltli kitaplar.

ciltli kitap
hardcover
cilt
skin (of a person)
cilt
binding, (hard) cover (of a book)
cilt
volume

The dictionary comes in two volumes. - Sözlük iki ciltten oluşur.

This book comes in two volumes. - Bu kitap iki cilt halinde geliyor.

cilt
{i} tome
cilt
(Tıp) derm-
cilt
(Tıp) derma
cilt
(Tıp) dermis
karton ciltli kitap
paperback
cilt
half binding
bez ciltli
cloth bound
cilt
skin, complexion; binding; volume
cilt
of or relating to the skin
cilt
volume, tome
cilt
binder
cilt
complexion
cilt
hide; volume
cilt
(kitap) volume
cilt
derm
cilt
cutaneous
cilt
binding
cilt
vol
cilt
{i} hide
çok ciltli
voluminous
Турецкий язык - Турецкий язык
Ciltlenmiş olan
Cilt
deri
CİLT
(Osmanlı Dönemi) Bak: Cild
cilt
Formaları veya yaprakları birbirine dikilerek veya yapıştırılarak bir kitaba geçirilen deri, bez veya kâğıtla kaplı kapak: "Nakışlara, ciltlere, minyatürlere hayran kaldı."- Ö. Seyfettin
cilt
Bir eserin ayrı ayrı basılan bölümlerinden her biri: "İstanbul Ansiklopedisi'nin ilk dokuz cildinde bunların altmış yedi tanesi yer alır."- S. Birsel
cilt
Bir eserin ayrı ayrı basılan bölümlerinden her biri
cilt
Formaları veya yaprakları birbirine dikilerek veya yapıştırılarak bir kitaba geçirilen deri, bez veya kâğıtla kaplı kapak
cilt
Deri, ten
ciltli
Избранное