bulucu

listen to the pronunciation of bulucu
Турецкий язык - Английский Язык
inventive
(Kimya) dedector
heuristic
inventor
finder
person or thing that detects
inventive; inventor; discoverer; detector detektör
that finds, capable of finding
detector
(radio) detector
pathfinder
bulucu yöntemler
heuristics
bulucu bobin
exploring coil
bulucu teleskop
finder
menzil bulucu
(Askeri) range finder
radyo yön bulucu
(Askeri) radio direction finder
bul
{f} found

Zebras and giraffes are found at a zoo. - Zebralar ve zürafalar bir hayvanat bahçesinde bulunurlar.

I found the book very interesting. - Kitabı çok enteresan buldum.

bul
rout out
bul
{f} finding

Finding his office was easy. - Onun bürosunu bulmak kolaydı.

I had great difficulty in finding my ticket at the station. - İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.

bul
{f} find

Where can you find the closest store? - En yakın mağazayı nerede bulabilirsin?

Ann can't find a job. - Ann, bir iş bulamıyor.

ara bulucu
search finder
bul
contrive

He contrived a means of speaking to Nancy privately. - O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.

bul
{f} contrived

He contrived a means of speaking to Nancy privately. - O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.

Bul
(abbr. for Bulvarı) Boulevard
boru bulucu
pipe locator
bul
routout
bul
detect

The detectives found no other evidence. - Dedektifler başka kanıt bulmadı.

The police detective found a bloody knife. - Polis dedektifi kanlı bir bıçak buldu.

bul
ave
hata bulucu
debugger, diagnotor
kusur bulucu
uncharitable
kusur bulucu
faultfinding
lazerli mesafe tayin edici / bulucu
(Askeri) laser range finder/detector
lazerli mesafe tayin edici-bulucu
(Askeri) laser range finder-detector
otomatik yön bulucu
(Askeri,Teknik) automatic direction finder
yangın bulucu
fire watch
yön bulucu
direction finder
yön bulucu aygıt
directional radio
Английский Язык - Английский Язык

Определение bulucu в Английский Язык Английский Язык словарь

bul
bulletin
Турецкий язык - Турецкий язык
Bir şeyi bulan, bir buluş yapan kimse, kâşif
Gazları, mayınları, radyoaktif mineralleri, manyetik dalgaları bulmaya yarayan araç, dedektör
dedektör
kaşif
ara bulucu
Uzlaştıran (kimse), uzlaştırıcı
bul
Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta
bulucu
Избранное