Finishing the report by 2:30 shouldn't be too difficult.
- Raporu 2.30'a kadar bitirmek çok zor olmamalı.
We succeeded in finishing the project.
- Projeyi bitirmeyi başardık.
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
I'll be with you as soon as I finish this job.
- Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.
He was determined to finish the work at any cost.
- O, ne pahasına olursa olsun işi bitirmeye kararlıydı.
The European Union is set up with the aim of ending the frequent and bloody wars between neighbours, which culminated in the Second World War.
- Avrupa Birliği, ikinci dünya savaşı ile sonuçlanan sık ve kanlı komşu devletler arasındaki savaşları bitirme amacıyla kuruldu.
The ending wasn't a surprise.
- Bitirme bir sürpriz değildi.
The referee blew his whistle to end the match.
- Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.
I'd like this fight to end.
- Bu kavgayı bitirmek istiyorum.
If I understood you right you want to break up with me!
- Eğer seni doğru anladıysam benimle ilişkiyi bitirmek istiyorsun!
She wanted to break up with him.
- O onunla ilişkiyi bitirmek istiyordu.
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
Mom’s goal was to graduate college but dad’s goal was mom.
- Annemin amacı üniversiteyi bitirmekti ama babamın amacı annemdi.
I had no idea you were planning to go to graduate school.
- Okulu bitirmek için gitmeyi planladığına dair hiçbir fikrim yoktu.
We want to wrap it up tomorrow.
- Onu yarın bitirmek istiyoruz.
I suggested that we bring the meeting to an end.
- Toplantıyı bitirmemizi önerdim.
The referee blew his whistle to end the match.
- Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.
Are you through with your breakfast?
- Sabah kahvaltını bitirdin mi?
I resolved to break up with her cleanly.
- Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim.
She wanted to break up with him.
- O onunla ilişkiyi bitirmek istiyordu.
It was a mistake to break up with you.
- Seninle ilişkiyi bitirmek bir hataydı.
I have to finish cleaning it up.
- Onu temizlemeyi bitirmek zorundayım.
I have to finish cleaning my room.
- Odamı temizlemeyi bitirmek zorundayım.
What did Tom end up doing?
- Tom ne yapmayı bitirdi?
I never thought we'd end up like this.
- Sonunda böyle bitireceğimizi asla düşünmedim.
Tom concluded his speech with a proverb.
- Tom konuşmasını bir atasözü ile bitirdi.
That concludes our business.
- O, işimizi bitiriyor.
Tom will finish serving his sentence next month.
- Tom gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.
Ann has just finished writing her report.
- Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
We have to finish preparations for the party by tomorrow.
- Biz yarına kadar parti hazırlıklarını bitirmek zorundayız.
It is utterly impossible to finish the work within a month.
- Bir ayda işi tamamen bitirmek imkansız.
My elder brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
Having finished my work, I left the office.
- İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
Sami finished the transaction and left.
- Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.
Bu işi bitirmeni (sonlandırmanı) istiyorum. - I want you to call it off.
It's a hard habit to break.
- Bu bitirmek için zor bir alışkanlık.
Tom doesn't want to break up with Mary.
- Tom Mary ile ilişkiyi bitirmek istemiyor.