birleşme

Турецкий язык - Английский Язык

Определение birleşme в Турецкий язык Английский Язык словарь

The merger was implemented on a 50-50 ratio. - Birleşme %50-%50 oranla uygulandı.

The firm has added 25 new associates to work on mergers and other deals. - Şirket birleşmeler ve diğer fırsatlar üzerinde çalışmak için 25 yeni ortak ekledi.

Berlin is a symbol of union between East and West. - Berlin, Doğu ve Batı arasındaki birleşmenin sembolüdür.

(Hukuk) merger, unification

sexual union, copulation, coitus, coupling

agreement, agreeing

joining, meeting (in a specified place)

chem. combination; association

union; combination, coalescence; association, alliance; junction, fusion; unification; coalition; merger; conjunction; (cinsel) sexual intercourse, intercourse, coitus

union, joining, jointure, junction, juncture; conjunction; merger; coalescence; joining with

Berlin is a symbol of unification between the East and the West. - Berlin, Doğu ile Batı arasındaki birleşmenin bir sembolüdür.

(Ticaret) absorption

(Askeri) link up

Koblenz lies on the confluence of the Rhine and Moselle rivers. - Koblenz, Ren ve Moselle Nehirlerinin birleşme noktasında bulunur

{i} merging

intercombination

(Nükleer Bilimler) recombination

birleşme yeri

birleşme yeri

birleşme özelliği

Associative proverty

Birleşme Antlaşması

(Hukuk) Merger Treaty (1967)

birleşme değeri

birleşme değeri

birleşme değeri chem

birleşme eğilimi

birleşme noktası

birleşme noktası

birleşme yeri

{f} join

{f} agree

{f} fasten

(deyim) join forces

birleşmeler

(Ticaret) mergers

The firm has added 25 new associates to work on mergers and other deals. - Şirket birleşmeler ve diğer fırsatlar üzerinde çalışmak için 25 yeni ortak ekledi.

cinsel birleşme

(Argo) nookie

cinsel birleşme

sexual relationship

cinsel birleşme

(Argo) nooky

dikey birleşme

(Kanun,Ticaret) vertical integration

ekonomik birleşme

(Ticaret) economic integration

ekonomik birleşme

(Ticaret) economic union

(cinsel) birleşme

{f} joining

Collagen is a protein that aids the joining of tissues. - Kollajen, dokuların birleştirilmesine yardımcı olan bir proteindir.

{f} united

The United States borders Canada. - Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur.

Which language is spoken in the United States of America? - Amerika Birleşik Devletleri'nde hangi dil konuşuluyor?

{f} merged

The Mitsubishi Bank merged with the Bank of Tokyo. - Mitsubishi Bank, Tokyo Bank ile birleşti.

The twilight merged into darkness. - Alacakaranlık karanlıkla birleşti.

{f} merging

{f} mesh

to unite; to join; to connect; to associate; to combine; to couple; to coalesce; to conjoin; to amalgamate; to merge; to incorporate; to band together; to confederate

to join, meet (in a specified place)

to agree (with)

(Hukuk) to merge

to be joined together (by clasping, etc.)

chem. to combine (with); to associate (with)

to come together in sexual union, copulate, engage in coitus, couple

associate oneself

to unite, become united, join; to conjoin; to merge; to coalesce; to join with, unite with

{f} link

{f} weld

cinsel birleşme

cinsel birleşme

cinsel birleşme

cinsel birleşme

cinsel birleşme

sexual intercourse, intercourse, coitus, coition

cinsel birleşme ile ilgili

ekonomik birleşme

(Hukuk) economic consolidation

ekonomik ve sosyal birleşme

(Hukuk) economic and social cohesion

hukuki birleşme

(Kanun) legal relation

kimyasal birleşme

(Kimya) chemical recombination

moleküler birleşme

molecular association

nükleer birleşme

uygun birleşme

(Hukuk) appropriate combination

uygunsuz birleşme

yeniden birleşme

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение birleşme в Турецкий язык Турецкий язык словарь: Birleşmek işi; Birleşmek işi: "Birleşme aşkın mezarıdır, iftirasını nasıl yalana çıkardıklarını anlatıyordum."- Ö. Seyfettin; (Osmanlı Dönemi) ÇÂLİŞ
birleşme değeri: Basit bir cismin bir atomu ile birleşebilecek olan hidrojen atomlarının en yüksek miktarı
Birleşmek: ittihat etmek
Birleşmek: kaynaşmak
birleşmek: Uyuşmak, aynı görüşte olmak
birleşmek: Buluşmak, bir araya gelmek
birleşmek: Aynı amaç çevresinde toplanmak: "Küçükten, sessizden; yazıcısı, aktörü, ressamı birleşerek candan bir Türk tiyatrosu kurulabilir miydi, acaba?"- S. F. Abasıyanık
birleşmek: Ayrı iken tek bir bütün durumuna gelmek
birleşmek: Cinsel ilişkide bulunmak
birleşmek: Buluşmak, bir araya gelmek: "Bazen ikisi, üçü birleşince ne ateşli münakaşalara dalıyorlar."- A. Ş. Hisar
birleşmek: Aynı amaç çevresinde toplanmak

birleşme

Расстановка переносов

bir·leş·me

Произношение

Resimler

Google Resimler

История

birleşme

Избранное

iOS

Android

Windows

Блог

О нас

Контакты

© 1999-2024 Sesli Sözlük™

20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği. Cümle ve Videolar ile zenginleştirilmiş içerik. Etimoloji, Eş ve Zıt anlamlar, kelime okunuşları ve günün kelimesi. Yazım Türkçeleştirici ile hatalı Türkçe metinleri düzeltme. iOS, Android ve Windows mobil platformlarda online ve offline sözlük programları. Sesli Sözlük garantisinde Profesyonel çeviri hizmetleri. İngilizce kelime haznenizi arttıracak kelime oyunları. Ayarlar bölümünü kullarak çevirisini görmek istediğiniz sözlükleri seçme ve aynı zamanda sözlüklerin gösterim sırasını ayarlama imkanı. Kelimelerin seslendirilişini otomatik dinlemek için ayarlardan isteğiniz aksanı seçebilirsiniz.