Listen, Israel! The Lord is our God; the Lord is one.
- Dinle İsrail! Rab Tanrımızdır; Rab birdir.
One times one is one, according to mathematics.
- Matematiğe göre bir kere bir birdir.
One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten.
- Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
I know one of them but not the other.
- Birini tanıyorum da ötekini değil.
She left without saying even a single word.
- Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
Get both a phone and internet access in a single package!
- Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
I'll buy you a drink.
- Sana bir içecek ısmarlayacağım.
He began his meal by drinking half a glass of ale.
- Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
We rented an apartment when we lived in New York.
- New York'ta yaşarken bir apartman dairesi kiraladık.
Can you tell the twins apart?
- İkizleri birbirinden ayırtedebilir misin?
Monopoly is a popular game for families to play.
- Monopoly ailelerin oynaması için popüler bir oyun.
He wore a top hat and a monocle.
- O bir silindir şapka ve bir tek gözlük taktı.
I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.
- Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
Please put a lump of sugar in my coffee.
- Kahveme bir küp şeker koyun lütfen.
A cup of coffee cleared my head.
- Bir fincan kahve kafamı aydınlattı.
Nobody can be a head coach of a soccer team without being a soccer player.
- Hiç kimse futbolcu olmadan bir futbol takımının teknik direktörü olamaz.
The soldiers have erected a peace monument.
- Askerler bir barış anıtı diktiler.
An immense monument was erected in honor of the eminent philosopher.
- Büyük filozofun şerefine muazzam bir anıt dikildi.
Washington is the capital of the United States.
- Washington, Amerika Birleşik Devletleri'nin başkentidir.
The United States borders Canada.
- Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur.
Unity is better than money.
- Birlik paradan daha iyidir.
Many Eastern religions teach that there is a unity behind the diversity of phenomena.
- Birçok Doğu dinleri olayların çeşitliliği arkasında bir birlik olduğunu öğretir.
I saw her somewhere two years ago.
- Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
- Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
Bob has been engaged to Mary for over a year.
- Bob, Mary ile bir yılı aşkın bir süredir nişanlıdır.
Tom gave Mary an engagement ring.
- Tom Mary'ye bir nişan yüzüğü verdi.
After a hectic few days at work, Tom is looking forward to a change of pace.
- İşte yoğun geçen birkaç günden sonra, Tom bir değişikliği iple çekiyor.
This is a nice change of pace.
- Bu hoş bir değişiklik.
Do you want some coffee?
- Biraz kahve ister misin?
I've brought you a little something.
- Sana küçük bir şey getirdim.
She attacked him with a baseball bat.
- O, bir beyzbol sopası ile ona saldırdı.
At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
- Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
This is the first time I've ever squashed a cockroach.
- Şimdiye kadar ilk defa bir hamam böceği ezdim.
Have you ever squashed a tomato?
- Hiç bir domates ezdin mi?