birbirlerini

listen to the pronunciation of birbirlerini
Турецкий язык - Английский Язык
each other

The two boys began to blame each other. - İki erkek çocuk birbirlerini suçlamaya başladı.

They were never to see each other again. - Onlar asla birbirlerini tekrar görmeyeceklerdi.

one another

The two men understood one another perfectly, and had a mutual respect for each other's strong qualities. - İki insan birbirlerini mükemmel şekilde anlıyorlardı, ve birbirlerinin güçlü niteliklerine karşılıklı saygıları vardı.

The three hyenas sat in a circle, reasoning with one another. - Üç sırtlan birbirlerini ikna etmeye çalışarak bir daire içinde oturdu.

birbiri
one another

Let's try to understand one another. - Birbirimizi anlamaya çalışalım.

We should try to understand one another. - Biz birbirimizi anlamaya çalışmalıyız.

birbiri
each other

We don't know each other. - Biz birbirimizi tanımıyoruz.

My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it! - Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.

birbiri
each other, one another
birbiri
{f} interconnected

Everything is interconnected. - Her şey birbirine bağlıdır.

Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected. - Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение birbirlerini в Турецкий язык Турецкий язык словарь

BiRBiRi
Biri diğerinin yanı sıra
BiRBiRi
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu: "O zaman on dört paşa, büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın, sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar."- N. S. Örik
birbiri
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu
birbirlerini
Избранное