beschäftigte

listen to the pronunciation of beschäftigte
Немецкий Язык - Турецкий язык
işçi
Английский Язык - Турецкий язык

Определение beschäftigte в Английский Язык Турецкий язык словарь

hire
{f} kiralamak

Bazı yeni garsonlar kiralamak zorunda kalabiliriz. - We might have to hire some new waiters.

Onlar bisiklet kiralamak istiyorlar. - They would like to hire bicycles.

hire
{i} kira

Saatle mini karavan kirala. - Hire a minivan by the hour.

Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar. - Private detectives were hired to look into the strange case.

hire
{i} kiralama

Eski bilgisayar korsanlarını güvenlik uzmanı olarak çalıştırmak için kiralamak iyi bir fikir mi? - Is it a good idea to hire former hackers to work as security professionals?

Onları kiralamak benim fikrim değildi. - It wasn't my idea to hire them.

hire
(Ticaret) icar ve isticar
hire
(Ticaret) iş vermek
employed
(Ticaret) çalışan (kimse)
employed
işe alınan
employees
(Bilgisayar,Ticaret) çalışanlar

Tüm çalışanlarımdan mutlak sadakat istiyorum. - I require absolute loyalty of my employees.

O, çalışanlarına iyi davranır. - He treats his employees well.

hire
{i} ücret

Onu ücretle çalıştırmak benim fikrim değildi. - It wasn't my idea to hire him.

Garajımızı boyaması için Tom'u ücretle tuttuk. - We've hired Tom to paint our garage.

hire
{i} kiralık

Leyla eski kocasını öldürmek için bir kiralık katil tuttu. - Layla hired a hitman to kill her former husband.

Kiralık bir arabayla ava gittik. - We went on safari with a hire car.

employed
(Ticaret) işi olan
employees
işçiler

Çok sayıda yönetici ve yeterli olmayan işçiler var. - There are too many managers and not enough employees.

Tom işçilerine cömert davranır. - Tom treats his employees generously.

hire
(Ticaret) icar
hire
{f} ücretle çalıştırmak

Onu ücretle çalıştırmak benim fikrim değildi. - It wasn't my idea to hire him.

hire
{f} tutmak

Tom ikimizi de tutmak istedi, ancak yalnızca bizden birini tutabileceğini söyledi. - Tom wanted to hire us both, but he said he could only hire one of us.

Onu tutmak benim fikrim değildi. - It wasn't my idea to hire her.

hire
hired hand ücretli işçi
hire
kiralama/kira