Tom Mary hakkında endişeli.
- Tom is concerned about Mary.
Tom hakkında endişeliyim.
- I'm concerned about Tom.
O, babasının rahatsızlığı ile ilgili endişe duymaktadır.
- He is concerned about his father's illness.
Neden bu kadar ilgilisin?
- Why are you so concerned?
Adam bu proje ile ilgilenmiyor.
- The man is not concerned in this project.
Zaman geçerken, insanlar konuyla gittikçe daha az ilgilendiler.
- As time went on, people grew less and less concerned about the matter.
Onlar gerçekten kaygılıydılar.
- They were really concerned.
Ekim ayında çok kaygılıydım.
- I was very concerned in October.