bakışta

listen to the pronunciation of bakışta
Турецкий язык - Английский Язык
at glance
bak
check it out
ilk bakışta
at first glance

Don't worry. He may look intimidating at first glance, but he's actually a very friendly person. - Endişelenme. İlk bakışta korkutucu gözükebilir, ama aslında çok arkadaş canlısı bir insandır.

The two buses resemble each other at first glance. - İlk bakışta bu iki otobüs birbirine benziyor.

bak
look at

Look at that mountain which is covered with snow. - Karlarla örtülü şu dağa bak.

Every time I look at this picture, I think of my father. - Bu resme her bakışımda, babamı hatırlarım.

bak
(Bilgisayar) lookup
bak
(Bilgisayar) look in

Look in the phone book. - Telefon rehberine bakın.

By the look in his eye I could tell that he was speaking tongue in cheek. - Onun gözündeki bakışına göre onun şaka yollu konuştuğunu söyleyebilirdim.

bak
look after

Would you please look after my dog tomorrow? - Yarın köpeğime bakar mısın lütfen?

You should look after the children from time to time. - Zaman zaman çocuklara bakmalısın.

bak
{f} regarding
bak
{f} look

Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time. - Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.

Look at that mountain which is covered with snow. - Karlarla örtülü şu dağa bak.

bak
{f} face

She has an absent look on her face. - Yüzünde dalgın bir bakışı vardı.

Seen at a distance, the rock looked like a human face. - Uzaktan bakıldığında, kaya, bir insan yüzü gibi görünüyordu.

bak
have one's wits about one
ilk bakışta aşk
Love at the first sight
bak
(abbr. for bakınız) see; cf. (compare)
bak
vide

Let me have a look at your video camera. - Video kamerana bir bakayım.

bak
behold
bak
or else
bak
{k} Till when
bak
{ü} lo
bak
{k} women's lib
bak
{k} Until when? till when
bak
{k} no way
bir bakışta
at a (single) glance
bir bakışta
at a glance

Although Bob was in disguise, I recognized him at a glance. - Bob maskeli olmasına karşın, ben onu bir bakışta tanıdım.

I saw at a glance that he was an ordinary man. - Onun sıradan bir adam olduğunu bir bakışta anladım.

bir bakışta kavramak
review
ilk bakışta
(Hukuk) prima facie
ilk bakışta
at first sight

Our peoples have more in common than can be seen at first sight. - Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var.

At first sight, he seemed kind and gentle. - İlk bakışta, o nazik ve kibar görünüyordu.

ilk bakışta olan
prima facie
ilk bakışta tanıma
recognition at a glance
Английский Язык - Английский Язык

Определение bakışta в Английский Язык Английский Язык словарь

BAK
Basic Aeronautical Knowledge, an initial theory course for trainee pilots
BAK
extension of a backup file (Computers)
bak
Arresting Cable Prefix (e g , BAK-9)
bak
Backup ( bak) - Older version of a batch-file, by using this files you can restore the previous version of such a file if you want that for some reason
bak
Back at KB, when you return
bak
A suffix for filenames indicating a backed-up file You can usually delete bak files, provided you make sure that you have the most recent version and will not be needing the backup at any stage
bak
Backup file
bak
Back At Keyboard
bak
a threatening predator, however, Kilrathi do not eat other predators, as they believe them to have an extremely foul taste
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение bakışta в Турецкий язык Турецкий язык словарь

BÂK
(Osmanlı Dönemi) f. Korku, havf, çekinme, sakınma
Английский Язык - Турецкий язык

Определение bakışta в Английский Язык Турецкий язык словарь

Bak
Bey, Türkçede erkeklerin kullandığı sanlardan birisidir. Diğerleri efendi, ağa, efe, çelebi, ağabey, amca, dayıdır. Eski Türkçedeki biçimi beğ idi
bakışta
Избранное