Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
- Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.
- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan, tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların % 80 yok olabilir.
Tom advised Mary not to drive too fast in a school zone.
- Tom Mary'ye bir okul bölgesinde çok hızlı sürmemesini tavsiye etti.
After flying above the safe zone, the airplane went into unidentified air space.
- Güvenli bölgenin üzerinde uçtuktan sonra, uçak belirlenemeyen bir hava sahasına girdi.
She stayed in that area for a short while.
- O, kısa bir süre o bölgede kaldı.
What is the value of an average home in your area?
- Bölgenizdeki ortalama bir evin değeri nedir?
The natives were not allowed to enter the district.
- Yerlilerin bölgeye girmesine izin verilmiyor.
The district attorney wasn't content with a two-year sentence.
- Bölge başsavcısı iki yıllık cezadan memnun olmadı.
In some parts of the ocean, krill populations have dropped by over 80 percent.
- Okyanusun bazı bölgelerinde, kril popülasyonları yüzde 80'in üzerinde düştü.
French is spoken in France and in some parts of Italy.
- Fransızca Fransa'da ve İtalya'nın bazı bölgelerinde konuşulur.
We drove through unfamiliar territory.
- Bilinmeyen bölgede araba sürdük.
Angola was once a Portuguese territory.
- Angola bir zamanlar bir Portekiz bölgesiydi.
Tom has a very bad reputation in certain quarters.
- Tom bazı bölgelerde çok kötü bir üne sahip.
Bayous are common in Gulf Coast areas of the southern United States of America.
- Bayoular Amerika Birleşik Devletleri'nin güneyindeki körfez kıyısı bölgelerinde yaygındırlar.
The treaty gave the United States a canal zone.
- Anlaşma, Amerika Birleşik Devletleri'ne bir kanal bölgesi verdi.
Colonia is a Uruguayan department situated in the south-west of the country.
- Colonia ülkenin güney-batısında yer alan bir Uruguaylı bölgedir.
They began to develop a new industrial site near the river.
- Nehrin kenarında yeni bir endüstri bölgesi kurmaya başladılar.
Swollen lymph nodes are usually found near the site of an infection, tumour, or inflammation.
- Şişmiş lenf düğümleri genellikle enfeksiyon, tümör ya da iltihap barındıran bölgelerin civarında olur.
This United Nations resolution calls for the withdrawal of Israel armed forces from territories occupied in the recent conflict.
- Bu Birleşmiş Milletler kararı İsrail'in silahlı güçlerinin son çatışmalarda işgal edilen bölgelerden çekilmesini istemektedir.
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
- Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
I've caught a lot of fish here. It's a great fishing spot.
- Burada bir sürü balık yakaladım. Burası büyük bir balıkçılık bölgesi.
Wallonia is a beautiful country.
- Valon Bölgesi güzel bir ülkedir.
Azerbaijan is the largest country in the Caucasus area.
- Azarbeycan Kafkas bölgesinde en büyük ülkedir.
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
- Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
See you back at the precinct.
- Seçim bölgesinde görüşürüz.
In the Northern Hemisphere, Arctic air temperatures are warming twice as fast as lower latitudes.
- Kuzey yarımkürede, kuzey kutup bölgesindeki hava sıcaklıkları düşük enlemlere göre iki kat daha hızlı ısınıyor.
For him, the arctic climate of Arkhangelsk was hell on earth, but for her, who had grown up in this region, Arkhangelsk was heaven on earth.
- Onun için, Arhangelsk'in arktik iklimi yeryüzündeki cehennemdi, ama o bölgede büyüyen diğeri için Arhangelsk yeryüzündeki cennetti.
Coastal regions generally have milder climates.
- Kıyı bölgelerinin genellikle daha yumuşak iklimleri vardır.
In the Northern Hemisphere, Arctic air temperatures are warming twice as fast as lower latitudes.
- Kuzey yarımkürede, kuzey kutup bölgesindeki hava sıcaklıkları düşük enlemlere göre iki kat daha hızlı ısınıyor.
"Oblast" is a loanword in English. It means region, area, zone, province, district.
All in all, after ten years of searching, my friend got married to a girl from the Slantsy region.
- Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
- Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
The asteroid belt is located in the region between the orbits of Mars and Jupiter.
- Asteroid kuşağı Mars ve Jüpiter yörüngeleri arasındaki bölgede yer almaktadır.
Canada has thirteen provinces and territories.
- Kanada'nın on üç tane il ve bölgesi vardır.
I like zonal constructed languages.
- Bölgesel yapay dilleri severim.
This is a business section of Tokyo.
- Bu, Tokyo'nun bir iş bölgesidir.
The conflicts among leaders resulted in unhealthy sectionalism.
- Liderler arasındaki çatışmalar sağlıksız bölgecilikle sonuçlandı.